Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1078 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1357 - Esas Yıl 2013





"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/05/2012NUMARASI : 2012/124 E - 2012/225 K Taraflar arasındaki “ferdi kaza sigorta poliçesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 24.11.2009 gün ve 2009/634 esas, 2009/303 karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.12.2011 gün ve 2010/3631 esas, 2011/16442 karar sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkillerinin, davalı şirket nezdinde ferdi kaza poliçesi ile sigortalı kızlarının 23.02.2007 tarihinde trafik kazasında vefat ettiğini, davalı şirketin tazminat ödemeyi reddettiğini, başlattıkları icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının % 40 oranında kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sigortalının, sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği halde, söz konusu araca binerek hayatını tehlikeye attığını, bu nedenle hadisenin teminat kapsamında olmadığını, ayrıca ihbar öneline de uyulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, vefat eden sigortalının bu hususta bir uzmanlığı bulunmamasına göre sürücünün aldığı alkol miktarının tehlike yaratacak oranda olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, poliçenin varlığı öğrenildikten sonra yasal sürede başvuruda bulunulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, faize faiz uygulanmamasına, davacı kendisini yıllık % 9 faiz oranı ile sınırlandırdığından faizin bu miktar ile sınırlı tutulmasına, davalının poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasına, asıl alacağın % 40'ı oranında inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ferdi kaza sigorta poliçesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacılar, sigortalı olan kızlarının vefatı üzerine sigorta bedelinin tahsili için işbu davayı açmışlar, davalı vekili ise, rizikonun teminat kapsamında kalmadığı savunmuştur. Poliçenin genel şartlarının 5/d maddesine göre “tehlikede bulunan şahıs ve malları kurtarmak hali müstesna, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması”nın sigorta teminatı dışında bırakıldığı hususunda bir çekişme bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalının, 1,74 promil alkollü sürücünün kullandığı araca binmesinin kendini bile bile ağır bir tehlikeye maruz bırakacak hareket sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, sürücünün trafik kazasının oluşuna münhasıran almış olduğu alkolün etkisi ile sebebiyet verdiğini kabul eden, ancak sürücünün ne oranda alkollü olduğunu bilmesinin mümkün olmadığından bahisle, vefat eden sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bıraktığının söylenemeyeceğini belirten bilirkişi raporu, hükme esas alınmıştır. Bu rapora karşı davalı vekilince 27.10.2009 havale tarihli dilekçe ile bir takım rapor ve araştırmalar da eklenmek suretiyle ciddi itirazlarda bulunulmuştur. Mahkemece, bu itirazların değerlendirilmesi, gerekirse ölenin, sürücünün dış görünüşü ve davranışları itibariyle araç kullanma konusundaki yeteneğini kaybedecek şekilde alkollü olduğunu bilip bilemeyeceği konusunda ek rapor alınması ve buna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeye göre yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ferdi kaza sigorta poliçesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; rizikonun teminat dışı olup olmadığı konusunda yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davalı itirazlarının değerlendirilmesinin ve sigortalı ölenin, araç sürücüsünün dış görünüşü ve davranışları itibariyle araç kullanma konusundaki yeteneğini kaybedecek şekilde alkollü olduğunu bilip bilemeyeceği konusunda ek rapor alınmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır Ferdi kaza sigortası genel şartlarının 5. maddesinin (d) fıkrası hükmü uyarınca; “tehlikede bulunan eşhas ve malları kurtarmak hali müstesna, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması” sigorta teminatı dışındadır. Bu düzenleme ile sigortalının, pervasızca davranarak hayatını bile bile tehlikeye atması halinde sigorta şirketinin tazmin yükümlülüğü ortadan kalkmaktadır. Somut olayda sürücü M.F.Y.’nın kaza anında kanında 174 mg/dl (1,74 promil) etanol (etil alkol) bulunduğu Adli Tıp Kimya İhtisas Dairesi raporu ile tespit edilmiştir.Kazanın oluşumunu açıklayan bilirkişi raporunda da, aracı kullanan dava dışı M. F. Y. münhasıran almış olduğu alkolün etkisi ile kaza yaptığı ve sigortalının yolcu olarak içinde bulunduğu araçta çarpmanın etkisiyle öldüğü açıklanmış durumdadır. Bu itibarla, araç sürücüsünün 1,74 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi ve alkolün etkisiyle kaza yaptığının bilirkişi heyeti tarafından belirlenmiş olması karşısında, bu oranda bir alkolün araç sürücüsünün davranışlarına etki edeceği ve bu etkinin dışarıdan herkes tarafından rahatlıkla anlaşılacak düzeyde olacağına ilişkin olarak davalı tarafından yapılan itirazın bilimsel veriler ışığında araştırılması ve sigortalı ölenin, kendisini bile bile ağır tehlikeye atıp atmadığının belirlenebilmesi için, sürücünün dış görünüşü ve davranışları itibariyle araç kullanma konusundaki yeteneğini kaybedecek şekilde alkollü olduğunu bilip bilemeyeceği konusunda ek rapor alınmasının gerekli olduğuna Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler esnasında bir kısım üyelerce; rizikonun teminat dışı olduğunu ispat yükünün davalı sigorta şirketinde olduğu, araç sürücüsünün kaza yapacak oranda alkollü olduğunu ölen sigortalının bildiğinin ispatlanmadığı, varsayımsal sonuçlarla bilmesinin gerektiğinin ifade edilmesinin yeterli bir ispat aracı olmayacağı gibi kazalarda korunmayı amaçlayan ferdi kaza sigortasının varlık nedenini ortadan kaldıracağı ifade edilmiş ise de, çoğunluk tarafından bu görüşler yukarıda açıklanan gerekçelerle kabul edilmemiştir. Bu durumda, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 24.12.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar İşçi alacağı ilamda brüt olarak belirtilmiş ise, alacaklı vergi ve sigorta primlerini indirdikten sonra net miktar üzerinden takip yapabilir Borçlu itirazında; alacaklı vekili tarafından Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/896 Esas, 2011/607 Karar sayılı ilamının dayanağının işçi alacağı olup hükmedilen kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının net ya da brut olduğunun belirtilmediği, takibe konu ilama esas teşkil eden bilirkişi raporu TEMYİZ HARCI • NİSBİ HARCA TABİ DAVA MAKTU HARCA TABİ DAVA Taraflar arasındaki “fazla mesai alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muratlı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.09.2010 gün ve 2009/61 E., 2010/224 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır. (...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?