Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10739 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7523 - Esas Yıl 2014





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARBorçlu, İcra Mahkemesine başvurusunda; haklarındaki iflas erteleme kararı gereği icra takibi yapılamayacağını, mahkemenin tedbir kararını kaldırmadığını, buna rağmen icra müdürlüğünün iflas ertelenme kararının Yargıtay'ca bozulduğu ve 1 yıllık tedbir süresinin de dolduğu gerekçesiyle takibin devamına karar verdiğini belirterek takibin durdurulması ve kararın iptalini talep etmiştir.Mahkemece, dayanak ilamın iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğu, İİK'nun 206/1. maddesi kapsamındaki alacaklardan bulunduğu iflas erteleme kararına rağmen bunlara yönelik takip yapılabileceği, ücreti vekalet ve yargılama gideri yönünden ise takibin durdurulmasına karar verilmiştir.HMK'nun 397/2.maddesinde "ihtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği taktirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder" hükmü bulunmaktadır.İcra Mahkemesi'nce, iflas erteleme kararının verildiği Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.06.2012 tarih ve 2009/557 Esas, 2012/366 Karar sayılı kararı ile verilen tedbir kararının bu kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 22.02.2013 tarihli kararından sonra kaldırılıp kaldırılmadığı incelenerek yukarıdaki usul hükmü de gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Kabule göre de, ilam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamla hüküm altına alınan ücreti vekalet ve yargılama giderinin tazminat hükmünün eklentisi olduğu düşünülmeksizin maddi ve manevi tazminat alacağı yönünden takibin devamı ücreti vekalet ve yargılama gideri yönünden takibin durdurulması yönünde karar verilmesi de isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.