Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1061 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10766 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mahkemece, davalı kadının, davacı erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, ev işleriyle ilgilenmediği, eşinin ailesine karşı soğuk ve mesafeli davrandığı, eşine hakaret ettiği, sık sık küserek ailesinin evine gittiği, son olarak kayınvalidesiyle yaşadığı tartışma sonrasında müşterek konutu terk ederek ailesine gittiği, bu olaydan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, aracı olan kişilere “bir daha dönmeyeceğim, bu evliliği yürütmeyeceğim" şeklinde cevap verdiği, davacı erkeğin ise davalı kadına şiddet uyguladığının duyumdan ibaret olduğu, bu sebeple davacı erkeğin bir kusuru olmadığı gerekçesiyle davacı erkeğin boşanma davası kabul edilmiş ve davacı erkek lehine maddi tazminata hükmedilmiştir. Davacı erkek, dava dilekçesinde davalı kadının kendisini sevmediğini söylediği, sık sık evi terk ettiği ve kardeşleriyle kendisini tehdit ederek para almaya çalıştığı hususlarına kusur olarak dayanmıştır. Ön inceleme duruşmasından sonra dosyaya sunduğu 02.02.2015 tarihli dilekçesinde, mahkemece kabul edilen diğer kusurlu davranışları beyan etmiştir. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Islah veya karşı tarafın açık muvafakati saklıdır (HMK.md.141). Bu nedenle, mahkemece kabul edilen davalı kadının, davacı erkeğin annesine şiddeti, ev işleriyle ilgilenmediği, eşinin ailesine karşı mesafeli ve soğuk davrandığı, eşine hakeret ettiği şeklindeki vakıalar hükme esas alınamaz. Ayrıca mahkemece, her ne kadar davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığının duyumdan ibaret olduğu kabul edilmiş ise de;tanık....davalı kadının baba evine son gelişinde vücudunda morluklar gördüğünü beyan etmiştir.....de davalı kadının baba evine her geldiğinde boynunda bacağında morluklar gördüğünü söylemiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK. md. 255). Akrabalık veya diğer yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada davalı kadın tanıklarının olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu yoktur. Tanık beyanları duyuma değil doğrudan görgüye dayalı bulunduğundan hükme esas alınmalıdır. Bu durumda davacı erkeğin, davalı kadına şiddet uyguladığı, davalı kadının ise sık sık baba evine küserek gittiği, en son baba evine döndüğünde aracılara dönmeyeceğini ve evliliği yürütmeyeceğini söylediği anlaşılmaktadır. Buna göre boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı erkeğin davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Ağır kusurlu olan taraf yararına da maddi tazminata hükmedilemez (TMK.md. 174/1). Bu hususlar nazara alınmadan davacı erkek yararına maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.