Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10597 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6834 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : EZİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/01/2009NUMARASI : 2001/262-2009/24Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları H. B.tüm mal varlığına yakın kısmını saklı paylarını zedelemek kastıyla davalıların murisine ölünceye kadar bakım koşulu ile temlik ettiğini ileri sürerek, tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Yüksek 2.Hukuk Dairesince “ ikinci yapılan ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu taşınmazlar yönünde tenkis araştırılması yapılması” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.10.2010 Salı günü saat 9.35' de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesinin bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ne varki, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacıların tenkis hesabına dahil edilmesi gerektiği belirtilen 1014 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettikleri, mahkemece de diğer taşınmazlar (108 ve 700 parseller)dikkate alınarak sabit tenkis oranının belirlendiği, taşınmazların aynen taksiminin mümkün olmadığı gözetilerek, tercih bakımından bedel olarak belirtildiği 18.6.2008 tarihi itibariyle taşınmazların değerleri toplamının 78.165.00.-TL olarak saptandığı ve bu değerin sabit tenkis oranı ile çarpılması suretiyle tenkis hesaplaması yapılması gerekirken, neye göre belirlendiği anlaşılamayan değer üzerinden tenkise hükmedilmesi doğru değildir.Ayrıca öldüğü anlaşılan davalı A.E.yönünden mirasçıların davada taraf olduğu gözetilerek mirasçıları lehine hüküm kurulması gerekirken Türk Medeni Kanununun 28.maddesi hükmü göz ardı edilerek ölü kişi adına hüküm kurulmuş olması da isabetli değildir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.