Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1057 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9696 - Esas Yıl 2015





Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; ... Ceza Dairesinin 13.11.2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilerek, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:I-Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde, nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanıkların hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,2-Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanıkların savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar.....ve.... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK'nın 53.maddenin uygulanmasına ve yargılama giderlerinden olan zorunlu müdafi ücretinin sanıklara yüklenmesine ilişkin bölümler çıkarılarak yerine, "sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-O yer Cumhuriyet Savcısının tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiğine yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;Mağdurların .......bir yerlerde alkol alıp 19.04.2006 tarihinde saat 06.45 sularında ...... İstikametine yürüdükleri esnada, sanıkların sırnaşık hareketlerle, müştekilerden ....'in üstünden Nokia 2300 model cep telefonunu, diğer müşteki ......’ün de üstünden Nokia 1100 marka telefonu ve 25.-YTL parasını fark ettirmeden alıp gittikleri, müştekilerin durumu fark etmeleri üzerine, sanıkların yanlarına telefonu istemeye gittiklerinde, sanıkların kendilerine falçata çekmeleri şeklinde gelişen eylemde; eylem hırsızlık ve silahlı tehdit suçunu oluşturduğu halde, yerinde olmayan gerekçe ile bu suçla ilgili bir hüküm kurulmaması,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.