Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10557 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5478 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2012/316082MAHKEMESİ : Burhaniye Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/02/2012NUMARASI : 2010/77 Esas, 2012/47 KararSUÇ : Zimmet, resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Katılan vekilinin dilekçesinin içeriğine göre, sadece sanıklar Ş.. H.., M.. Z.. ve S.. Ç.. hakkında zimmet suçundan verilen beraet hükümlerini temyiz ettiği gözetilerek yapılan incelemede;Sanıklar M.. Z.. ve S.. Ç.. hakkında zimmet suçundan verilen beraet kararlarının incelenmesinde;Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen baraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanık A.. G.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Atılı suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında bu suç yönünden de aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Sanık A.. G.. hakkında zimmet ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık Ş.. H.. hakkında zimmet suçundan kurulan beraet hükmünün temyiz incelemesinde ise;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık A.. G.. yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanık Ş.. H..'nın lehdarı olduğu 28/07/2008 tarihli 500,00 TL bedelli çekle ilgili olarak, bahse konu çekin herhangi bir avans ödemesine dayanıp dayanmadığı, avans ödemesi için düzenlenmiş ise, daha sonra avans kapama işleminin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususlarının araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, bu husus araştırılmadan, çekin belediyenin harcamalarında kullanılmak üzere avans olarak keşide edildiği yönündeki savunmasına itibar edilerek, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraet kararı verilmesi,Belediye adına çek keşide etmeye yetkili olan sanık A.. G..'ün belediye çek hesabından gerçeğe aykırı olarak düzenlediği çeklerin ve gönderme emirlerinin bedellerini alarak mal edinmesi şeklindeki eylemlerinin; çek ve gönderme emri bedellerinin belediye kayıtlarına girmemiş olması karşısında, daire içinde yapılacak inceleme ile anlaşılması mümkün olmayan, ancak banka kayıtlarının incelenmesi ve S.. Ç..'in beyanlarına başvurulması suretiyle ortaya çıkartılabilen eylemler olması nedeniyle nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu, yine Belediye muhasebe yetkilisi olması nedeniyle, Belediyenin parası üzerinde vazülyed yetkisi ve koruma gözetim yükümlülüğü bulunan sanığın, Belediyede tahsildar olarak görev yapan H.. H.. O..tarafından gerçekleştirilen tahsilatlardan elde edilen parayı Belediyenin banka hesabına yatırmak üzere teslim aldığı halde, bir kısmını hiç yatırmayarak, bir kısmını ise eksik yatırarak mal edinmesi şeklindeki eylemlerinin de zimmet suçu kapsamında kaldığı ve diğer eylemleri ile birlikte bir bütün halinde zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı düşünülmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde zincirleme basit zimmet ve zincirleme hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması,Kabule göre de;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün 2008/149-163, 13/11/2007 gün 2007/171-235 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu gözetilmeden adli sicil kaydında yer alan ve hukuki sonuç doğurmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilama dayanılarak yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kazanılmış hakka konu teşkil etmeyen ve infaza ilişkin olan denetim süresinin TCK'nın 51/3. maddesine aykırı olarak, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen ceza süresinden daha az süreyle tayini,Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.