Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8553 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Kemer 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/03/2015NUMARASI : 2014/405-2015/254Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava kiracı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştirAntalya ili Kemer ilçesi 115 ada 20 parsel de kayıtlı taşınmaz üzerinde .... Otelcilik ve Turizm A.Ş. adına 49 yıllığına irtifak hakkı tescil edilmiştir. Bu şirketin 4.3.2003 tarihinde iflasına karar verilmesi üzerine parsel üzerindeki irtifak hakkı ve üzerindeki villalar ihale ile 15.5.2009 tarihinde davalı ... Turizm A.Ş. ye satılarak bu şirket adına 11.03.2010 tarihinde 49 yıllığına irtifak hakkı tescil edilmiştir. Davalı şirket .... Turizm A.Ş taşınmazın irtifak hakkını satın aldıktan sonra villalarda oturan davacı E.. K.. hakkında İİK.nun 135/2 maddesine göre tahliye emri gönderilmesini sağlamıştır. Tahliye emri gönderilmesi üzerine davacı vekili 28.7.2010 tarihli dava dilekçesinde ihale ile satılan 115 ada 20 parsel üzerinde bulunan “ 63 CE“ nolu villaları konusunda önceki malik ... Otelcilik Ve Turizm A,Ş ile müvekkili arasında 5.6.1997 tarihli 39 yıllık mülk kullanım ve satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, o tarihlerden beri villaları kesintisiz kullandığını, 9.3.2009 tarihli açık artırma şartnamesinde açıkca 44 villanın eşyalı olarak kullanıldığının tesbit edildiğini, davalı şirketin açık artırma ilanını görerek ihaleye o şekilde girip aldığını, davalı şirketin tek yetkilisi H. G.’nun da aynı yerde villası olup komşu olduklarını, H.. G.’nun başından beri müvekkilinin burada hak sahibi olduğunu bildiğini, davacının kiracılığının iflastan ve satıştan öncesine dayandığını,davacının tahliyesinin istenmesinin mümkün olmadığını belirterek taşınmazda müvekkilinin fuzuli şagil olmadığının ve tüm tesislerde kullanma hakkının bulunduğunun ve tahliye etmek zorunda bulunmadığının tespitini istemiştir. Davacı delil olarak 5.6.1997 tarihli önceki malikle yapılan 39 yıllık mülk kullanma sözleşmesine ve 28.7.2003 tarihli telefon abonman sözleşmesine dayanmıştır. Taşınmazın satılması halinde taşınmazda oturan kiracı hacizden önceki bir tarihte kiracı olduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını İİK.nun 135/2 maddesinde belirtildiği şekilde resmi belgelerle ispat etmesi gerekir. Ancak taşınmaz alıcısının başından beri kiracı olduğunu bildiğini ve kiracılığını kabul ettiğini iddia ediyorsa bu iddiasını genel mahkemede açacağı menfi tesbit davasında tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Davacı dava dilekçesinde davalı şirket sahibi ve yetkilisi olan H. G.’nun da aynı yerde villası olduğunu ve komşuluk yaptıklarını başından beri kiracı olduğunu bildiğini belirtmiş bu konuda tanık deliline dayanmış ve tanık ismi bildirilmiştir.Mahkemece tanık dinlenilmesine karar verildiği halde tanıklar dinlenilmemiştir. Mahkemece davacı tanıklarının dinlenmesi ve tüm dosya birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.