Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10521 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3652 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2012/1104-2014/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi davacı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının üst taşıyıcı olduğu ve İstanbul'dan İngiltere'ye taşınacak olan emtianın davalı şirket tarafından taşınması konusunda görevlendirilen şirkete ait araçta taşınması sırasında emtianın yük alıcısı olan sigortalı şirketin şoförleri tarafından, ilgili güzergahta araçlarını park ederek uyumaları ve uyanmaları sonrasında aracın dorse mührünün olmadığının ve araç içerisindeki emtianın boşaltıldığının fark edildiğini, meydana gelen olay neticesinde müvekkili tarafından sigortalıya tazminat ödendiğini ve müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen tazminatın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, dosyanın 27/02/2014 tarihli celsede işlemden kaldırıldığı ve HMK'nın 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle, HMK'nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Davacı vekilinin eski hale getirme talebinin, 6100 sayılı HMK'nın 95 vd. maddeleri uyarınca kabulü ile, temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir. 2- Dava, taşımadan kaynaklı hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, oturumun 27/02/2014 tarihine bırakıldığı 26/09/2013 tarihli celsede, davacı vekilince mazeret dilekçesi verilmiş, mahkemece “taraf vekillerinin mazeretlerinin kabulüne, duruşma gününü davacı vekilinin UYAP'dan öğrenmesine, davalı vekilinin dilekçesine eklediği pul ile kendisine tebliğine” karar verilmiştir. Oysa, HMK'da duruşma gününün UYAP'dan öğrenilmesi diye bir usul bulunmamaktadır. O halde, mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, 27/02/2014 tarihli yeni duruşma günü davacı vekiline usulüne uygun bir şekildebildirilmeden, belirtilen tarihte davacı vekilinin duruşmaya katılmadığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve neticede yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin eski hale getirme talebinin kabulü ile, temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.