Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Espiye Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.03.2012 gün ve 2011/216 E., 2012/277 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 26.06.2012 gün ve 2012/10400 E., 2012/16098 K. sayılı ilamı ile;(...Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının kardeş olduklarını, aile şirketi kurmak amacıyla 2004 yılında davacının davalıya 98.000 TL para verdiğini, davalının aile şirketi kurmadığı gibi, davacının parasını da iade etmediğini belirterek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 98.000 TL alacağın 2004 yılından itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı, duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile tanık ifadelerine göre 95.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Nüfus aile kayıt tablosuna göre tarafların kardeş oldukları anlaşıldığından, HUMK’nun 293 (HM 203/1-a) maddesi gereğince tanık ifadelerine başvurulmuş ve tanık beyanları doğrultusunda hüküm kurulmuştur.Ancak; davalı, duruşmaya gelmediği ve davaya cevap vermediği için davayı tümüyle inkar etmiş sayılır. Davacı, miktar ve dayandığı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Bu durumda, mahkemece; HUMK.’nun 230 vd. (HMK.’nun 169 vd.) maddelerinde yer alan isticvap hükümlerine göre davalıya meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılarak bu konuda beyanı alınmalı, davacıdan diğer delilleri de sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, alacak istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalıya isticvap davetiyesi çıkartılmasının ve davacıdan da diğer delillerinin sorulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak, öncelikle isticvap kurumunun incelenmesinde yarar bulunmaktadır:İsticvap, bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir veya bir kaç vakıa hakkında mahkeme tarafından dinlenilmesi demektir. Bu anlamda isticvap, teknik bir terim olup, bir tarafın ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 169- 175. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK. m. 230- 235) maddelerindeki usule göre dinlenilmesine verilen bir isimdir.Bununla, tarafların hâkim tarafından her dinlenilmesinin teknik anlamda bir isticvap olmadığını belirtmek istiyoruz. İsticvap, bir tarafın ancak adı geçen Kanunun m. l69- 175'e göre dinlenilmesi halinde söz konusu olur. Bunun dışındaki tarafların hâkim tarafından dinlenmesi, teknik anlamda bir isticvap değil, sadece tarafların dinlenmesidir (HMK m. 140, 144 gibi, (HUMK. m. 213).Yukarıda da görüldüğü gibi, hâkim, davanın her halinde, tarafları veya vekillerini davet ederek dava konusu vakıalar hakkında tarafları dinleyebilir (HMK m. 140, 144; HUMK. m. 213). Böylece, davacının davasının veya davalının savunmasının açıklanmasına çalışılır.Bunun gibi, hâkim, açıklama (aydınlatma) ödevi gereğince, müphem veya çelişik gördüğü iddia ve sebepler (vakıalar) hakkında taraflardan açıklama isteyebilir (HMK m. 31; HUMK. m. 75); yani tarafları dinleyebilir.Tarafların (HMK m. 140, 144’e göre; HUMK. m. 213) sadece dinlenilmesi ile (HMK m. 169- 175'e göre, HUMK. m. 230- 235) isticvabı arasında önemli nitelik farkları vardır. Fakat taraf çağrıldığı oturuma gelerek sorulanlara cevap verirse, sonuç bakımından hangi usule göre çağrılmış olduğunun bir önemi yoktur. Buna karşılık, taraf çağrıldığı oturuma gelmezse, o zaman HMK’nun m. 171'deki (HUMK. m. 234) yaptırımın (ikrar etmiş sayılma yaptırımının) uygulanabilmesi için, tarafın m. l69-175'e göre isticvap için çağrılmış olması gerekir.İsticvabın konusu, dava ile ilgili belli (davanın temelini oluşturan) vakıalar ve onunla ilişkisi bulunun hususlardır (HMK m. 169/2; HUMK. m. 230/2). İsticvap, isticvap edilecek tarafı bir ikrarda (HMK. m. 188; HUMK. m. 236) bulunmaya götürebileceğinden ve tarafın gelmemesi halinde taraf isticvap konusu vakıayı ikrar etmiş sayılacağından (HMK. m. 171; HUMK. m. 234) bir taraf, ancak kendi aleyhine olan vakıalar hakkında isticvap edilebilir; yoksa, kendi lehine olan vakıalar için isticvap edilemez. Bir taraf, kendi lehine olan vakıalar hakkında ancak m. l44'e (veya m. 31'e) göre dinlenebilir (HUMK. m. 213 veya 75) (Baki KURU/Ramazan ARSLAN/Ejder YILMAZ, Medenî Usul Hukuk, 22. Bası, Ankara 2011, s. 363, 364; benzer yönde açıklamalar için bkz. Hakan PEKCANITEZ/Oğuz ATALAY/Muhammet ÖZEKES, Medenî Usûl Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011, s. 504, 505).Hukuk Genel Kurulu kararlarında isticvap şu şekilde tanımlanmaktadır. “HUMK’nun 230 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacı, miktar ve dayanağı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır.” (HGK’nun 21.6.2006 gün ve 2006/9-315 esas, 2006/465 karar sayılı ilamı). Ayrıca, HUMK’nun 230 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap ile HUMK’nun 213 ve 75/2. maddelerinde gösterilen hâkimin müphem gördüğü hususların aydınlatılması için tarafları dinlemesi hallerinin birbirine karıştırılmaması gerekir. İsticvap bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir vakıa hakkında sorguya çekilmesidir. HUMK’nun 230. maddesinde tahkikat hâkimi iki taraftan her birini re’sen veya talep üzerine isticvap edebilir denildikten sonra 234. maddesi de, isticvap için çağrılmasına karar verilen tarafa geçerli özrü olmaksızın gelmediği veya tedip olunan soruları cevaplandırmadığı takdirde sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılacaktır. Oysa, HUMK’nun 213 veya 75/1. maddelerinde öngörülen biçimde hâkimin müphem gördüğü hususların aydınlatılması amacı ile davalının dinlenilmesidir (HGK’nun 26.06.1996 gün ve 1996/11-385 esas, 1996/508 karar sayılı ilamı) şeklinde tanımlanmıştır.Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında;Dosya kapsamına göre, davacı davalı ile kardeş olduklarını, aile şirketi kurmak amacıyla 2004 yılında davalıya 98.000,00 TL para verdiğini, davalının aile şirketi kurmadığı gibi, parasını da iade etmediğini belirterek sebepsiz zenginleşme hükümlerine verdiği paranın iadesini talep etmektedir. Davalı ise, duruşmalara katılmadığı gibi, cevap dilekçesi de ibraz etmemiştir. Davacı tanık deliline dayandığından HUMK’nun 293. maddesi (HMK’nun m. 203/1-a) uyarınca gösterdiği tanıklar dinlenilmiş ve dinlenilen her iki tanıkta davacının iddialarını doğrular mahiyette beyanda bulunmuşlardır. Davalı duruşmaya gelmediği ve davaya cevap vermediği için davayı tümüyle inkar etmiş sayılacaktır. Olayda müphem bir husus bulunmadığı gibi, davacı davasını ispatladığından davalının isticvap olunarak kendi aleyhine olan belli bir veya bir kaç vakıa hakkında dinlenmesi mümkün değildir. Kaldı ki, uygulamada ve öğretide tarafın isticvabı ile taraf veya vekilinin hâkimin müphem gördüğü hususların aydınlığa kavuşturulması amacıyla dinlenmesini birbirinden ayrı tutulmaktadır.Yukarıda değinildiği gibi, davacı davasını ispat ettiğinden davalının isticvabına ve davacının diğer delillerinin sorulmasına yönelik Özel Daire bozması yerinde değildir.Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler, Özel Daire bozma ilamında belirtildiği üzere davalının isticvap edilerek, davacıdan da diğer delilleri sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirterek yerel mahkeme kararının bozulması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un 440.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.078,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17.12.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Bilinen adres ticaret sicil adresi ise bu adrese normal tebligat çıkartılmadan 35.maddeye göre tebligat çıkartılamaz
Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.07.2011 gün ve 2010/244 E-2011/262 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 26.11.2012
İşveren şirketler arasında organik bağın bulunması- Tüzel kişilik perdesinin aralanması
Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir
Tapuya güven ilkesi - Kötüniyet iddiasının itiraz niteliğinde olduğu
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT (TERDİTLİ)Taraflar arasında birleştirilek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat (terditli) davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... v
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?