Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10322 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3642 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/05/2013 tarih ve 2009/609-2013/707 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...'tan aldığı 11 adet çekin ibrazında karşılıksız çıktığını, davalının yasal yükümlülük miktarlarını ödemediğini ileri sürerek her bir çek için 480 TL'den toplam 5.280 TL'nin ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, çeklerin hesap sahibi tarafından keşide edildiğinin ve yasal unsurlara sahip olduğunun belirlenmesi gerektiğini, ibraz tarihi itibariyle yasal yükümlülük miktarının 435 TL olduğunu, çek asıllarının müvekkiline sunulmadığını, 3167 sayılı Kanuna göre takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekler için kısmi ödeme yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 11 çekten 9 tanesinin takas odaları aracılığıyla ibraz edildiği, 3167 sayılı Kanun uyarınca takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için 10'uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmı ödeme yapılamayacağı gerekçesiye davanın kısmen kabulüne, ... seri numaralı çek yaprakları için toplam 700 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmişttir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Davalı vekilinin 26.01.2015 tarihli temyize cevap ve temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmediği, temyiz harcının da yatırılmadığı, bu nedenle süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 28/05/2013 tarihi itibariyle 1.820 TL'dir. Dava dilekçesinde, 5.280 TL'nin tahsili istenmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve 700 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece kabul edilen miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 3167 sayılı Yasa'nın 6. maddesinde yer alan takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çeklerde 10. maddede öngörülen sorumluluk miktarı dahil kısmî ödeme yapılamayacağına dair hükmün ibraz anında ödemenin yapılamayacağını düzenlemesi, bankalara yüklenen sorumluluk miktarlarının yasal yollardan istenmesine ise engel teşkil etmemesi karşısında yazılı gerekçe ile dava konusu olup başka bankalara ibraz edilen çekler hakkındaki istemin reddine karar verilmesi doğru değilse de, dava konusu çeklerdeki imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılmasına, bu itibarla davalı bankanın sahte imzalarla keşide edilen çekler için yasal sorumluluk miktarlarını ödemekle yükümlü tutulamayacak olması sebebiyle davanın reddedilmesinin sonucu itibariyle doğru bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.3- Dava dilekçesinde 5.280 TL'nin tahsilini istemiş, mahkemece 700 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup reddedilen tutar 4.580 TL'dir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez." şeklinde düzenlenmiş olup buna göre reddedilen miktar üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken 660 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK.nun 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm bölümünün 6 nolu bendinde yer alan "660,00 TL" ibaresinin hükümden çıkarılıp yerine "549,60 TL" ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.