Davacı Tasfiye halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş. vekili Avukat S. Ö.. tarafından, davalı G.. S.. aleyhine 04/11/1998 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/10/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 29/04/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı banka vekili Avukat Emine Tekin ve karşı taraftan davalı vekili Avukat M. C...geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;a) Dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı banka, davalının İstanbul şubesinde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, banka müfettişleri tarafından düzenlenen rapora göre Şubat 1991-Ekim 1998 tarihleri arasında kayıtlarını tuttuğu personel giderlerini yüksek göstermek suretiyle zimmetine para geçirdiğinin anlaşıldığını belirterek, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamından oluşan kurum zararının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ceza mahkemesi kapsamından toplam 63.437,54 TL'nin zimmete geçirildiği hususu sabit olup asıl alacak miktarının 63.437,54 TL olarak kabul edildiğini, dosyada mevcut bulunan 3. bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05/04/2012 tarihli 2. ek rapordaki gibi 3095 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde düzenlenmiş olan temerrüt faizi niteliğindeki avans faizinin uygulanması gerektiğini, dosyada mevcut bulunan 26/09/2007 tarihli 2. bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapordaki (mahsup işlemi bakımından) hesaplamalara itibar edildiğini, İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/351 D. İş dosyasındaki ihtiyati tedbir kararının İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 1998/11585 Esas sayılı dosyası ile infaz edildiğini, yapılan bu kesintilerin tamamının tedbirin infazı niteliğinde bulunduğu ve henüz davacı tarafa yapılan bir ödemenin olmadığı, SGK'dan olan maaş alacağı, sosyal yardım vakfından alacakları ve savcılığın yazısıyla bloke edilen mevduat hesabındaki miktarın borçtan tenzilinin mümkün görülmediğini, ayrıca davalının davacı banka nezdindeki kiralık kasasında bulunan 1.217,66 TL değerindeki ziynet eşyalarının haczedildiği ancak satışının yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığından bu miktarın da borçtan tenzilinin mümkün olmadığı, sadece davalının davacı banka nezdinde bulunan hesaplarındaki TL ve döviz mevduatlarının borçtan tenzili gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava konusu asıl alacağın kaynağı haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar ticari bir ilişki içinde bulunmamaktadır. Haksız eyleme dayanan davalarda yürütülecek faiz, ticari faiz olmayıp yasal faizdir. Mahkemece, anılan yön gözetilmeden temerrüt faizi niteliğindeki avans faizinin uygulanması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.b)Dosya kapsamından; 23/10/1998 tarihinde İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/351 Değişik İş sayılı dosyasında, davacı bankanın talebi üzerine 40.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıs ve tüm bankalardaki her türlü hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, sözkonusu tedbire dayanılarak İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 1998/11585 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı anlaşılmaktadır. SGK dan gelen cevabi yazıya göre davalının emekli maaşından Aralık 1999-Aralık 2010 tarihleri arasında toplam 18.989,17 TL tutarında kesinti yapılarak icra dosyasına yatırıldığı bildirilmiş ise de; Mahkemece, yapılan kesintileri tedbir kararının infazı niteliğinde olduğu kabul edilerek borç miktarından mahsup edilmemiştir.Mahkemece, davacı banka tarafından davalı aleyhine tedbir kararının icraya konularak emekli maaşından kesinti yapıldığı dikkate alınarak, borç miktarından mahsup yapılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle mahsup işleminin yapılmamış olması usul ve yasaya uygun bulunmamış, kararın bu bakımdan da bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a,b) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.