Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma alacağı.. ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.04.2013 gün ve 193/314 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içinde edinilen 224 ada 3 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının iptaliyle ½ payın davacı adına tesciline ve bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın belirlenecek değerinin yarısının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, taşınmaz taraflar arasında fiili ayrılık döneminde edinildiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 17.655,12 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 27.09.1995 tarihinde evlenmişler, 27.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 30.06.2011 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.Dava, mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise alacak isteğine işkindir. Bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Görev kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Mahkemece, davanın niteliği dikkate alınarak davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken; bu husus gözden kaçırılarak Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 301,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.