Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1020 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13558 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 21.06.2012 gün ve 698/324 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak kadastro çalışmalarında 1. ve 2. derece doğal sit ve kentsel arkeolojik sit alanı içinde kaldığından Hazine adına tespit ve tescil edilen 101 ada 10, 151 ada 12,15 ve 131 ada 1 parsellerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmazlardan ... sit alanı içinde kaldığından tutanağın beyanlar hanesinde davacı kullanıcı olarak gösterilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Dosya kapsamı ve Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun yazı cevaplarına göre dava konusu taşınmazların 1. ve 2. derece doğal sit ile arkeolojik sit alanı içinde kaldığı tartışmasızdır. Bu nitelikte yerlerin zilyetlikle kazanılması 27.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile değişik 2683 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre mümkün değilse de, aynı 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5663 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda, sadece birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı hükmü getirilmiş olup, taşınmazların davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nun 713. maddesinin aradığı şartlar gerçekleştiği takdirde kazanılması mümkündür.Somut olayda dava konusu taşınmazlar 1986 yılında ölen ve davacıdan başka mirasçısı bulunan babadan intikal eden taşınmazların davacıya ne şekilde intikal ettiği hususu açıklığa kavuşturulmamıştır.Bu halde Mahkemece, dava şartının açıklığa kavuşturulması bakımından taşınmazın davacıya kimden, ne şekilde, hangi tarihte intikal ettiğinin, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sorulması ve dava şartı dikkate alınarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurmak gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.