Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1013 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1231 - Esas Yıl 2013





(...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 ada 5 parsel sayılı taşınmaz davalı A. G., 136 ada 7 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 ada 8 parsel sayılı taşınmaz davalı V.. G.., 136 ada 9 parsel sayılı taşınmaz dava dışı N. G., 136 ada 10 parsel sayılı taşınmaz davalı Kadriye G., 139 ada 1 parsel sayılı taşınmaz K.. A.., 139 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davalı G. G., 139 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. A.., 158 ada 5 parsel sayılı taşınmaz davalı Ş.. A.. adlarına ayrı tapu kayıtlarına dayanılarak, 109 ada 25 ve 35 parsel sayılı taşınmazlar ise miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı H. G. (Mercan) adına tespit edilmiştir. Davacı S.. E.. tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece verilen kesin süre içinde eksik kalan peşin harcın ikmal edilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı S.. E.. tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece davacı tarafın kesin süre içerisinde eksik harcın ikmal edilmemesi gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.Mahkemece davacıya eksik yatırılan harcın tamamlanması için 20/01/2011 günlü oturumda 15 günlük kesin süre verildiği, ancak duruşma gününün 17/03/2011 tarihine bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacıya eksik harcı tamamlaması için ilk kez ve kesin olarak verilen süre sonu ile oturum gününün ertelendiği tarih dikkate alındığında yapılan işlemin adil yargılama ilkesi ile bağdaşmadığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece eksik harcın yatırılması için davacıya önce normal süre verilmeli, bu sürenin gerekleri yerine getirilmediği takdirde yine makul bir kesin süre tayin edilmeli, kesin süre sonucunda gereği yerine getirilmediği takdirde yazılı şekilde karar verilmeli, kesin süre gerekleri yerine getirildiğinde yargılamaya devam olunarak tarafların delilleri toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir...)gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Davacı; 139 ada 1-2-3-4-6 parseller,158 ada 5 parsel,128 ada 1 parsel, 136 ada 2-3-4-5-6-7-8-9-10 parsel sayılı, 186 ada 35 parsel, 109 ada, 25 parsel ve 109 ada, 35 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanlarına ait tapu kaydı kapsamında kalmasına rağmen, kadastro sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini miras payı oranında adına tescili gerektiğini ileri sürerek, kadastro tespitine itiraz etmiştir.Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.Yerel Mahkeme, taşınmazların kadastro tutanağında harca esas değerleri dikkate alınarak eksik yatırılan harcın tamamlanması için verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.Davacının temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarı başlık bölümüne metni aynen alınan ilamla bozulmuştur.Yerel Mahkeme, verilen kesin sürenin yeterli uzunlukta ve usulüne uygun olduğu, bozmadan önceki 20.01.2011 tarihli celsede tespit edilen noksan harcın ikmali için davacı tarafa gerekli ihtarları içerir davetiyenin tebliğ edildiği, davacı tarafça kesin süre içerisinde ya da bir sonraki duruşma tarihine kadar noksan harcın yatırılmadığı, harcın yatırılmaması nedeni ile davacı taraftan sadır olan yargılamada mevcut bir gecikmeye sebep olunduğu, kesin sürenin muhatabı olan davacının mahkemenin yetki alanından başka bir ilde, İstanbul'da oturduğu, eksik harcın kesin süre içerisinde yatırılmasına yönelik ara kararın tesis edildiği celsenin 20.01.2011 tarihinde yapıldığı, ara kararın 2 gün ila 7 gün arasında yerine getirileceği, tebligat tüzüğünde anılan asgari bir aylık sürenin, İstanbul ilinden dönecek tebligat evrakının yaklaşık bir ila iki haftalık dosyaya dönüş sürecinin, tebligattan sonra davacıya verilen süre ile hakimin duruşma dosyasını ortalama bir hafta öncesinden dosyadaki tüm eksiklerinin tamamlanmış olduğu şekilde incelemesinin zarureti de değerlendirildiğinde duruşma günleri arasındaki süre ile davacıya verilen kesin sürenin yargılamanın geçirdiği safahat da dikkate alınarak makul olduğu, bozma ilamında belirtilenin aksine yargılamayı hızlandırmak, gereksiz gecikmelerin önüne geçmek sureti ile makul sürede adil yargılanma hakkına hizmet ettiği, mahkemelerce verilen kesin sürenin hüküm doğurabilmesi için önce kesin mahiyette olmayan sürenin verilmesine gerek olmadığı, ilk olarak belirlenen sürenin kesin niteliğe sahip olduğunun tayin edilebileceği, kesin süre ara kararının tesis edildiği tarihin, bir sonraki celse tarihi, Tebligat Tüzüğünde yer alan asgari bir aylık süre ve bir aylık süreden itibaren işlemeye başlayacak kesin mehilin, tebligat evrakının dosyaya dönüş süreci ile dosyanın duruşma öncesi belirli bir zamanda eksiksiz şekilde incelenmesinin gerekliliği karşısında verilen sürenin uygun olduğu, makul sürede adil yargılanma hakkına hizmet ettiği gerekçesi ile önceki kararda direnmiştir.Direnme kararını temyize davacı getirmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacıya eksik harcın yatırılması için verilen 15 günlük kesin sürenin adil yargılama ilkesi gözetildiğinde makul bir süre olup olmadığı; buna göre mahkemece davacıya önce normal bir süre, sonra kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163.(6100 sayılı HMK m. 94) maddesi uyarınca; kanunun tayin ettiği müddetler kesindir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kesin olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini isteyebilir. Bu suretle verilecek müddet kesindir. Bir daha verilemez.O halde, eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir.Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır.Öte yandan davacının, dava konusu ettiği taşınmazlardan olan 186 ada 35 parsel nolu kadastro tutanağının dosyada olmadığı anlaşılmakla; bu parsele ait kadastro tutanağı getirtilmeli ve dava konusu taşınmazlar yönünden davacının taşınmazlarda 1/8 oranında miras payına sahip olduğu gözetilerek ödenmesi gereken harç hesaplanmalıdır.Hal böyle olunca, mahkemece davacıya, miras payı gözetilerek hesaplanan harcın ödenmesi için makul bir kesin süre verilmesi, kesin süre gereğinin yerine getirilmemesi halinde yazılı şekilde karar verilmesi, kesin süre gerekleri yerine getirildiğinde ise yargılamaya devam olunup tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Açıklanan bu değişik gerekçe ile usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesiune, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.