MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı banka tarafından asıl kredi borçlusu....ile ipotek veren taşınmaz maliki ve kredi sözleşmesi kefili A.. B.. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği ve örnek 6 numaralı icra emrinin düzenlenerek gönderilmesi üzerine, borçlu A.. B..'ın icra mahkemesine yaptığı başvuruda; temerrüde düşürülmediğini ve bu sebeple faiz, BSMV istenemeyeceğini, temerrüde düştüğü kabul edilse bile yasal faiz yerine istenen faizin fahiş olduğunu, Bakanlar Kurulu kararıyla kuraklık sebebiyle borçlarının ertelendiğini, .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/289 Esas sayılı dosyası ile mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca hesap özetinde ve kat ihtarında belirtilen alacak miktarının itiraz edilmediği için kesinleştiği, takipte belirtilen alacak miktarları kesinleştiği için bu miktarlara yönelik itirazların dinlenemeyeceği gerekçe gösterilerek istemin reddine karar verilmiştir.İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Ancak, böyle bir durumda, borçlu, ihtarnamedeki kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir.Öte yandan, ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Kredi asıl borçlusunun kendisine noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine 8 gün içinde itiraz etmemesi halinde ihtarda belirtilen miktar kesinleşir ve bu durumda itiraz nedenlerinin İİK'nun 149/a ve 33. maddelerinde öngörülen koşullara göre kanıtlanması zorunlu hale gelir.Somut olayda, borçlu A.. B.. adına çıkarılan hesap kat ihtarının, borçlunun aynı konutta oturan eşi ... imzasına tebliğ edildiği ve anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olmakla alacak miktarına yönelik iddiaların icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak; İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapabilir. Ayrıca borçlu tarafından, alacaklının aynı ipotek senedi ve hesap kat ihtarnamelerine dayalı olarak daha önceden mükerrer takip yapıldığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. HMK'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendine göre de aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması durumu dava şartı olarak düzenlenmiştir. Mükerrer takip bulunması dava şartı (icra hukukunda takip şartı) olduğuna göre, mahkemece, borçlunun mükerrerlik itirazının bu nedenle incelenmesi gerekir.Yukarıda belirtilen nedenlerle, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranı ve mükerrer takip yapıldığına dair şikayetler incelenerek gerektiğinde Yargıtay denetimine olanak tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde istemin tümüyle reddi isabetsiz olduğu gibi borçlunun, Bakanlar Kurulu kararı ile kuraklık sebebiyle borçların ödenmesinin ertelendiği ve bu nedenle faiz istenilemeyeceği itirazının somut olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığının irdelenmemesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.