Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1000 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15817 - Esas Yıl 2013





Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ve katkı payı alacağı... ile ... aralarındaki katılma alacağı ve katkı payı alacağı davasının reddine dair . Aile Mahkemesi'nden verilen 28.02.2013 gün ve 773/138 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, evlilik içinde iki tarafın katkıları ile alınan taşınmazın ve banka hesabında biriktirilen paranın ortak mal olduğunu açıklayarak TMK’nun ilgili hükümleri gereği mal rejiminin tasfiye edilerek fazla hakları saklı kalmak kaydı ile katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, kendi adına kayıtlı dava konusu taşınmazın kendisinin ve ailesinin katkısı ile satın aldığını, davacının katkısının bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savumuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazın alımına ve banka hesabına ilişkin olarak davacının katkısının davacı tarafça ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 04.12.1992 tarihinde evlenmişler, 07.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 22.01.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu ... tarafından yaptırılan konutun 20.03.2001 tarihinde ödemelerine başlanmış ve taksitleri evlilik birliğinin devamı süresince devam etmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir.Davacı, taşınmazın alınmasına ziynet eşyalarının bozdurulması ve davalının işlettiği internet cafede ücretsiz olarak çalışarak emek ve mesaide bulunmak suretiyle katkıda bulunduğunu, ev haricinde eşiyle olan birikimleri olan paranın davalı tarafından banka yolu ile muvazaalı şekilde eski kayınvalidesinin hesabına aktarıldığından bahisle talepte bulunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır.Dava 1086 sayılı HUMK'nun zamanında açılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde "her türlü yasal kanıt" demekle aynı zamanda yemin deliline de dayandığının kabulü gerekir. TC. Anayasası'nın 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK'nun 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasını ispat bakımından yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre, öncelikle davacı tarafa 01.01.2002 öncesi evlilik birliği içerisinde davalıya ait internet cafede gelir getirecek şekilde düzenli çalışıp çalışmadığı ve davalının annesinin banka hesabına davacı ve davalının ortak birikimleri olan paranın aktarılması hususları ile ilgili olarak yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının HUMK'nun 337 (HMK.nun 227.m. vd) maddesi gereğince davet edilmesi ve HMK'nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği taktirde davalının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu gerekliliğe uyulmaması doğru görülmemiştir.Diğer yandan, dava konusu ... 20.03.2001 tarihinde davalı tarafça banka kredisi kullanılmak suretiyle satın alındığı ve ödemelerin boşanma davası açıldıktan sonrada devam ettiği dosya ve evraklardan anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz için 01.01.2002 tarihinden mal reijiminini sona erdiği 07.12.2006 tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğundan, bu yapılan ödemelere ilişkin davacının katılma alacağı bulunduğunun kabulü gerekmektedir, fakat Mahkemece bu husuta hesaplama yaptırılmamıştır. Mahkemece belirtilen ilke ve esaslar dikkate alınmadan yetersiz araştırma ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya ve aykırı olan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.