İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 67
"İçtihat Metni"Yukarıda
tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden
kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine
itirazın iptâli talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair
verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davasında
davalıya ait otelde bulunan telefon santralinin bakım onarımını
üstlendiğini, 12.12.2010 tarihinde çevreye yıldırım düşmesi ve
voltajlarda meydana gelen dalgalanmalar ve elektrik kesintileri sonucu
santralde ciddi hasar meydana geldiğini, arızanın onarımını yaptığını
ancak bedelinin ödenmediğini belirterek alacağı ile ilgili yaptığı
takibe itirazın iptâline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı
savunmasında ve icra takibindeki itirazında ikametgahlarının Alanya
olduğunu bu nedenle icra dairesi ve mahkemenin yetkili olmadığını,
davacının iddia ettiği işi yapmak için teklif gönderdiğini ancak fiyatın
yüksek bulunması nedeniyle davacıya yaptırılmadığını belirtmiştir.
Davacı ve davalı arasında düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinde “...
yangın, voltaj değişiklikleri, yıldırım...”gibi sebeplerle arıza
oluşması halinde bunların sözleşme kapsamına dahil olmayacağı, onarımın
yapılması halinde bedelinin müşteri yani davalı tarafından ödeneceği
kabul edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde arızanın voltaj
değişikliklerinden kaynaklandığını açıklamıştır. Bu durumda taraflar
arasındaki ihtilâfın sözleşme dışı kabul edilen imalâtlarla ilgili
olduğuna göre mahkemenin ve icra dairesinin yetkisinin de sözleşme
hükümlerine göre değil genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki
icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir.
Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu
incelemenin yapılmasına etkili değildir. Diğer yandan itirazın iptâli
davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır.
Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine
usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz
usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin
varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin
yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki dava da öncelikle bu
itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Diğer taraftan ilâmsız icrada
genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir.
Sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi
de özel olarak yetkilidir.Somut olayda, davalı borçlunun
ikametgahının Alanya olduğu anlaşılmaktadır. Akdin ifa yerinin de aynı
yerde olduğu dava dilekçesinde de belirtilmiştir. Bu durumda, yetkili
icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu ve akdin ifa edildiği
Alanya İcra Müdürlüğü'dür. Taraflar arasında Antalya İcra Müdürlüğü'nü
yetkili kıldıklarına dair yazılı olarak yapılmış bir yetki anlaşması da
sunulmamıştır. Davalının Antalya İcra Müdürlüğü'nün yetkili
olmadığına, yetkili icra dairesinin Alanya İcra Müdürlüğü olduğuna dair
icra dairesine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. O halde
mahkemece, Antalya İcra Müdürlüğü’nün yetkili olmadığı ve ortada
geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar
verilmesi gerekirken, ortada geçerli bir takip varmışçasına işin
esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın
bu nedenlerle bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ:Yukarıda açıklanan
nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri
verilmesine, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.