Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9292 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6195 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2013/375-2013/991 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK'nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2013 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 5.240,00 TL. yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; - İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1-c maddesinde; "Hüküm, Türk Milleti Adına verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" düzenlemesine yer verilmiştir. Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK' nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları). Yine, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür (Hukuk Genel Kurulu' nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11620 esas, 2006/659 karar sayılı kararı). Somut olayda, borçlu, icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde asıl alacağı kabul etmekle birlikte takas ve mahsup iddiasında bulunmuş ise de, mahkemece, bu konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, bir başka deyişle yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir gerekçe gösterilmeksizin asıl alacağa vaki itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.