MAHKEMESİ : Ordu 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2010/239-2013/300Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, 29750 TL hor kullanma ve hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili özetle; müvekkil ile davalı arasında 29/04/2004 başlangıç tarihli, on yıl süreli kira sözleşmesi ile davacıya ait taşınmazın dershane olarak kullanılmak üzere davalıya kiralandığını, kira sözleşmesinin hususi şartlar 1. madesine göre, kiracının yaptığı tadilatları tahliye anında söküp götürmeyeceğinin kararlaştırılmasına rağmen davalının tahliye sırasında taşınmazdaki tadilatları- demirbaşları söküp götürdüğünü, kiralanana hasar verdiğini, 2009/61 D.iş nolu delil tespiti kapsamında sunulan bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde davalının tahliye sırasında mecurda meydana getirdiği hasarın toplam değerinin 29.750,00TL olduğunu belirterek 29.750,00TL'lik alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, tespit dosyasındaki raporların hiçbir somut delile dayanmadığını, kiralananda mevcut olmayan imalatların, malzemelerin cinslerini, niceliklerini, niteliklerini nasıl ve nereden çıkardıklarının belli olmadığını, normal kullanmadan ileri gelen boya ve badanadaki yıpranmalardan davalının sorumlu tutulamayacağını, bedel hesaplamalarının da afaki ve fahiş olduğunu, davacının dava dilekçesi ekinde dayandığı sözleşmede davalı şirketin imzasının olmadığını, davacının bu sözleşmeye dayanarak talepte bulunamayacağını, davalı şirketin mecuru tamamen boş olarak kiraladığını, dershane olarak kullanabilmek için mecurun bütününde zaruri ve faydalı imalatlar ve tadilatlar yaptığını, mütemmim cüz haline gelen tadilatların kiralananda bırakıldığını , mütemmim cüz olmayanları ise kiracının söküp alma hakkının bulunduğunu, ticari faiz talebinin de yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davada dayanılan ve dava dilekçesi ekinde sunulan 29.4.2004 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinde kiracının imzası bulunmamakta ise de dairemizin geri çevirme kararı üzerine davacı vekili tarafından aynı koşulları içeren ve kiracının da imzasının bulunduğu sözleşme aslının ibraz edildiği görülmektedir.Sözleşme ile davacıya ait binanın bir kısmının dershane olarak kullanılmak üzere davalıya kiralandığı görülmektedir. Sözleşmenin hususi şartlar kısmının 1. maddesinde kiracının her türlü tadilatı yapabileceği, tadilatlar sebebiyle bedel talep edilmeyeceği,tadilatların tahliye anında sökülüp götürülmeyeceği kararlaştırılmıştır. Tarafların serbest iradeleriyle sözleşmeye konulan bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davalı kiracının kiralananı tahliye etmesinden sonra davacı tarafından kiralanana verilen hasarların saptanması için Ordu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009 / 61 Değişik İş sayılı dosyası ile 16.06.2009 tarihinde tespit yaptırılmış, yapılan inceleme sonucu kiralanandaki kapıların, parkenin, dolap, pencere, klozetler, lavabolar pisuvarlar, armatürlerin, radyatörlerin, elektrik tesisatındaki anahtarların, prizlerin, ampullerin, spotların sökülerek götürüldüğü, boya ve badanaların kabarma, dökülme ve lekelenme şeklinde yer yer bozulduğu, yenilenmesi gerektiği belirtilerek tespit tarihi itibariyle 29750 TL hasar bulunduğu bildirilmiştir. Tespit raporunun davalıya tebliğ edilmediği görülmektedir.Davacı, açmış olduğu işbu dava ile tespit bilirkişisi raporu ile belirlenen 29750 TL hasar bedelinin tahsilini talep etmektedir. Yargılama sırasında davalı taraf, tespit raporuna itirazlarını bildirmiş ise de, mahkemece bu rapor çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.Delil tespiti, 1086 Sayılı HMUK'nun 368-374 (6100 Sayılı HMK'nun 400-406 ) maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kısımda tespit raporuna itiraz konusunda açık düzenleme yer almamakla birlikte, yasanın 373. maddesinin yollaması ile aynı yasanın 283. maddesine göre, yokluğunda tespit yapılan tarafın bir haftalık süre içinde tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu süre 6100 Sayılı HMK'nun 281. maddesinde iki hafta olarak düzenlenmiştir Bu rapora itiraz edilmez ya da itiraz süresi geçirilirse tespit bilirkişisi raporu taraflar bakımından kesinleşir. Ancak, bu kesinleşme mahkeme açısından geçerli değildir. Mahkeme bilirkişiden tamamlayıcı bilgi alma, açıklama isteme ve yeni bilirkişi incelemesi yaptırma yetkisini hüküm verilinceye kadar her zaman kullanabilir. Tespit raporuna süresinde itiraz etmeyen tarafın dava sırasındaki itirazı da 1086 Sayılı HMUK'nun 283. maddesi anlamında artık teknik bir itiraz olmayıp mahkemeden bu yetkisini kullanmasını istemesinden ibarettir. Bu itibarla, davalı tarafın yokluğunda yapılan tespit sonrasında alınan ve itiraza uğrayan, tespit raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda mahkemece, tespit raporunda belirlenen bulgulardan hareketle dosya üzerinden konusunun uzmanı bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılarak, öncelikle, hasarın hor kullanım sonucunda mı, yoksa normal kullanımdan mı kaynaklandığının belirlenmesi, tahliye tarihindeki rayiç birim fiyatları üzerinden yeniden fiyat değerlendirmesi yapılması, yıpranma payı düşülüp düşülmeyeceği hususlarında denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.