Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9020 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6028 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 13/11/2013NUMARASI : 2011/651-2013/464Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; müvekkili şirketin gemi kiralama hizmeti yaptığını, davalı şirketin ise yurt dışında mukim offshore firma olup gemilere yağ-yakıt ikmali yaptığını, Türkiye’de ticari faaliyet gösteremediğinden, Kadıköy-İstanbul adresinde G.. L.. Şti. üzerinden Türkiye’deki işlemlerine hukuki zemin oluşturduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketle, ileride doğması muhtemel ticari ilişkilerde teminat teşkil etmek üzere 25.000 USD bedelli keşide tarihi içermeyen çek keşide ettiğini, çekin verilmesi sonrasında müvekkil ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin doğmadığını ve çekin bedelsiz kaldığını, davalı şirketin de çeki, diğer davalı F.. M..’na ciro ettiğini, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, teminat olarak verilen çekin iptaline, icra takibinin durdurulmasına ve % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı F.. M.. vekili; müvekkilinin, bir alacağına karşılık olmak üzere dava konusu çeki davalı G. B. Ltd. Şti.'den aldığını, davacı ile herhangi bir bağ ve hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs konumunda olduğunu, müvekkilince süresinde bankaya ibraz edilen çekin karşılığının çıkmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.?Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defterlerinde davalı şirketle aralarında bir ticari ilişki olmadığının görüldüğü, ayrıca çekin defter kayıtlarında yer almadığı, davalı G.. L..’nin Türkiye’deki faaliyetlerini G. B.s Dış Tic. Ltd. üzerinden yürüttüğünün ve bu iki şirketin yetkilileri ve çalışanlarının aynı kişiler olduğunun iddia edildiği, çekin davacı tarafından ileride doğması muhtemel ticari ilişkilerde teminat teşkil etmesi için keşide edildiği ve bunun şahsi def'i niteliğinde olduğu, davalı-hamil F.. M..'nun SGK kayıtlarına göre G.. L.. Şti.’nin sigortalı çalışanı olduğu dikkate alındığında; dava konusu çeki ciroyla devralırken, söz konusu çekin teminat olarak verildiğini ve bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu, bu sebeple çekin teminat için verildiğine ve bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi def'inin davalı F.. M..'na karşı da ileri sürülebileceği, öte yandan çekin arkasında açıkça teminat çeki olduğu yazdığından davalı Fatih'in iyi niyet iddiasında bulunmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmiş, hüküm davalıların vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı G.. L.. vekili ile davalı Fatih Çolakoğlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, ileride sipariş verilecek mallara karşılık teminat amacıyla verildiği iddia edilen çekin bedelsiz kalması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup çekin teminat için verildiğini ve bedelsiz kaldığını iddia eden taraf bu iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Somut olayda söz konusu çekin arka yüzünde bulunan "teminat içindir" ibaresi ile incelenen davacı defterlerinde çeke dair bir kayıt yer almaması hususu mahkemece verilen hükme gerekçe olarak gösterilmiştir. Oysa ki, çekin ön veya arka yüzünde bulunan “teminat içindir” ibaresi tek başına çekin teminat için verildiğinin kanıtı olamayacağı gibi çekin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Mahkemece bu hususlar gözetilerek taraflarca sunulan deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde ve ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. L.. vekili ile davalı Fatih Çolakoğlu vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.