MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/07/2012NUMARASI : 2009/4-2012/302Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 03.03.2014 gün ve 2013/8839 Esas, 2014/1525 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin, hizmet alımları tip sözleşmesi ve özel teknik şartname kapsamında D. – K. istasyonları arası "yarma ve hendek temizliği işi" için davalı ile anlaştığını, şartnamenin 8. maddesinin karayolu ulaşımı olmadığı yerlerde nakliyenin demiryolu vasıtalarıyla temin edileceği hükmünü içerdiğini, 10.01.2008 tarihinde müvekkilinin, sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirebilmek için kullanacak olduğu "ekskavatör" tabir edilen aracın, G. – E.arası nakliyesinin sağlanması amacıyla şartnamenin anılan hükmü uyarınca ve şube şefinin talimatı ile aracın davalıya ait taşıyıcı vagona yüklendiğini, nakliye esnasında aracın kumanda kabinine ait olan parça ve aksesuarların hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, 39.000,00 Euro'nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 03.03.2014 tarih ve 2013/8839 E., 2014/1525 K. sayılı ilamıyla, taraflar arasındaki sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu kabul edilen Özel Teknik Şartname'nin 4. maddesinin, "Yarma hendek temizliği işinde çalıştırılan makinelerin ve işçilerin emniyeti yükleniciye ait olacaktır." hükmünü içerdiği, sözleşmede ve teknik şartnamede, hizmetin ifası sırasında kullanılacak makinelerin taşınması sırasında meydana gelecek zarar riskine kimin katlanacağı ve taşıma sırasındaki tedbirlerin kimin tarafından alınacağı düzenlenmemiş olup, sözleşmenin kurulmasına sebep olan yarma ve hendek temizliği işinin ifası sırasında kullanılan makinelerin emniyetinin yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı, somut olayda, davacıya ait iş makinesi, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesindeki karayolu ulaşımı olmayan yerlerde nakliyenin demiryolu vasıtalarıyla temin edileceği hükmü uyarınca davalı tarafından taşınması sırasında hasar görmüş olup, uyuşmazlığın çözümünde davalının taşıyıcı sıfatıyla yaptığı bu taşımadaki sorumluluğunun belirlenmesinin gerektiği, dosya içerisinde, davalının farklı görevlilerince farklı tarihlerde düzenlemiş iki ayrı tutanakta, hasarın nedeni ve meydana geliş şekli ile ilgili farklı anlatımlara yer verildiği ve alınan bir kısım tedbirlerden söz edildiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 781. maddesinde taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olduğu, ziya ve hasarın kendi kusurundan doğmayan bir sebepten ileri geldiğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulacağının hüküm altına alındığı, TTK'nın 20. maddesi uyarınca basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmediği takdirde taşıyıcının, kusurlu sayılacağı, taşıyıcının, genel olarak, gerekli dikkat ve özeni gösterdiğinin kanıtlamasının yeterli olmadığı, ziya ve hasarın doğumuna neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlamasının gerekeceği, bu itibarla, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 96. maddesine göre borçlu, gerekli tüm önlemleri aldığını kanıtladığı takdirde sorumluluktan kurtulduğu halde, taşıyıcının sorumluluğunun bundan daha ağır olduğu ve mücbir sebebin varlığını kanıtladığı takdirde ancak sorumluluktan kurtulmasının mümkün olduğu, öte yandan, yükleme ve istifleme gönderene ait olsa dahi, yükün sağlıklı taşıyabilmesi için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri almasının gerektiği, buna uymayan ve sonuçta taşımayı üstlenen taşıyıcının, en azından müterafık kusurlu kabul edilmesi gerektiği, bu açıklamalar ve esaslar çerçevesinde uyuşmazlık ele alınıp, hasara ilişkin tutanaklar arasında hasarın nedeni ve meydana geliş şekline ilişkin farklılığın üzerinde de durularak, gerektiğinde görevlilerin tamamının dinlenilmesi, iş makinesinin vagona kimin tarafından yüklenmesi gerektiği ve yüklendiği konusundaki uyuşmazlığın tarafların delilleri çerçevesinde tespiti ile demiryolu taşımacılığı konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan hasarın sebebi ve hasarın oluşmasında varsa tarafların kusurlarının nev'i ve kusur oranları, taşıyıcı ve göndericinin taşıma sözleşmesi görüşmeleri sırasında kusurlu davranıştan doğan sorumluluğu (Culpa in Contrahendo Sorumluluğu) kapsamında taşınacak aracın ebatları ve geçilecek tünellerin boyutlarına ilişkin tarafların bilgilendirme yükümlülüğü ve alınması gereken tedbirlerin neler olduğu hususlarını ve davacı vekilinin rapora itirazlarını tartışan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yetersiz bilirkişi raporuna itibarla, taşıma hukukuna ilişkin anılan ilkelere uymayan yanılgılı gerekçeyle hüküm tesisinin doğru olmadığı belirtilerek, davacı yararına bozulmuştur.Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.