DAVA : Taraflar
arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen
28.11.2011 gün ve 2011/816 E., 2011/755 K. sayılı kararın incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin
11.04.2012 gün ve 2012/7050 E., 2012/9950 K. sayılı ilamı ile;
( ... Davacı, emlak
komisyoncusu olduğunu, davalı ile tellallık sözleşmesi imzaladığını, davalının
kendilerini devredışı bırakarak gösterilen taşınmazı eşi adına satın aldığını,
bu nedenle sözleşmedeki %6 ceza-i şart ve KDV alacağı olarak 9.912,00 TL'nin
faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın
reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın
kısmen kabulü ile 7.434,00 TL komisyon ücreti ve cezai şart alacağının ticari
faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş,
karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki
yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının
sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava, emlak
komisyoncusu olan davacının, davalı ile arasındaki tellallık sözleşmesi davalı
tarafça ihlal edildiğinden sözleşmeye göre kararlaştırılan ceza-i şart ve KDV
alacağına ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde 28.09.2009 tarihinde taraflar
arasında akdedilen sözleşmedeki ceza-i şartın davalıdan tahsilini istemiş
olduğu gözetilip, mahkemece, sözleşmede taşınmazın bedeli olarak
kararlaştırılan 140.000,00 TL bedel üzerinden istenen %6 oranında ceza-i şartın
hesaplanıp Borçlar Kanunu 160/ son maddesi uyarınca hesaplanan bu bedel
üzerinden indirim yapılarak karar verilmesi gerekirken, gerekçede yazılı
şekilde yanlış oranlar üzerinden hesaplama yapılıp yazılı şekilde davanın
kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-) Bozma nedenine
göre davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada
incelenmesine yerolmadığına... ),
Gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel
Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
KARAR : Dava,
tellallık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili,
müvekkili şirket ile davalı arasında 28.09.2009 tarihinde tellallık sözleşmesi
imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin Adnan Kahveci Mah., ... Ap.,
No: ..., D: ... Beylikdüzü/İstanbul adresinde gösterdiği dairenin davalı
tarafından beğenildiğini, ancak davalının, müvekkilinden habersiz satıcıyla
anlaşarak müvekkilini saf dışı etmek suretiyle eşi S. U. adına 140.000,00 TL
bedelle daireyi satın alındığını, müvekkilinin tellallık sözleşmesinin
gereklerini yerine getirdiğini ve bu nedenle de sözleşmede kararlaştırılan
ücrete hak kazandığını, ileri sürerek 140.000,00 TL'nin % 6 + KDV'si, olan
9.912,00 TL tellallık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı vekili, dava
konusu edilen dairenin satın alınmasında davacının hiçbir aracılık faaliyetinin
bulunmadığını, konut sahibi ile birebir görüşülerek dairenin satın alındığını,
sözleşmede yer alan ve müvekkili tarafından satın alınan ikinci adresin
müvekkilinin haberi olmaksızın sonradan yazıldığını, tellallık sözleşmesindeki
ilk dairenin tarafına gösterildiğini, fakat dairenin tarafınca beğenilmediğini,
satın alınan dairenin aracı olmaksızın satın alındığını savunarak davanın
reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın
kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk kararın kısa karar ile hüküm arasında
çelişki bulunması nedeniyle bozulması sonrasında yeniden yapılan yargılamada,
taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre satış bedeli olan 140.000,00
TL'nin ( %3+KDV )'si 4.956,00 TL komisyon ücreti alacağı ve satış rakamının (
%3+KDV )'si tutarındaki cezai şart alacağı karşılığı 4.956,00 TL cezai şart
alacağından BK.nun l6l/ son maddesi uyarınca %50 oranında indirim yapılmak
suretiyle hesaplanan 2.478,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 7.434,00
TL komisyon ücreti ve cezai şart alacağının, davalıdan tahsilinin gerektiği
gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin
temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen
nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece,
önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu
önüne gelen uyuşmazlık; tellallık sözleşmesindeki cezai şart ücretinin
hesaplanmasına ilişkin olup, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 161/ son maddesinde
düzenlenen indirimin ( % 6 ) oranı üzerinden mi, yoksa tellallık ücretinin ( %
3 ) kabul edilerek kalan ( % 3 )'lük kesimin cezai şart olarak kabul edilmesi
suretiyle indirimin bu ( %3 )'lük kısım üzerinden mi yapılması gerektiği
noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihi
itibariyle somut olaya tatbiki gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu
158-161.maddeleri arasında düzenlenmiş olan cezai şart, ( 6098 s. TBK. m.
179-182 ), öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde
ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (
Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, İstanbul 1963 ).
Uyuşmazlığın çözümü
için bu noktada, cezai şartta indirime gidilmesi konusunda genel açıklama
yapılmasında yarar görülmüştür.
Kural olarak,
taraflar cezai şart miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan
cezai şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması da gerekir.
818 S. BK'nun 161/3. maddesi hükmü uyarınca, hâkim fahiş gördüğü cezaları
indirmekle yükümlüdür. Bu hüküm, emredici nitelikte olduğundan hâkim tarafından
re'sen gözetilmelidir; borçlunun bu yolda bir talebinin bulunması aranmaz.
Ancak, cezai şart ödenmişse, hâkim bunu daha sonra indiremez. Borçlu, cezai
şartın indirilmesini isteme hakkından önceden feragat edemez; anılan yasa
hükmüyle hakime bırakılan bu konuda taraflarca yapılan kararlaştırma, aynı
kanunun 19. maddesine göre geçerli değildir.
Bir olayda, cezai şart
miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken; tarafların ekonomik durumları,
özel olarak borçlunun ödeme gücü, alacaklının, asıl borcun ifa edilmesi halinde
elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki
makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının
uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar,
borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı, ölçüt alınmalı
ve sonuçta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun bir cezai şart miktarına
hükmedilmelidir. Hâkimin, bu kuralı uygularken kullanacağı takdir hakkının,
Yargıtay denetimine elverişli esaslara dayanması da zorunludur. Yine,
fahişliğin belirlenmesinde, cezai şartın borcunu yerine getirmesi için borçlu
üzerinde, hukuk düzeninin izin verdiği ruhsal bir baskı aracı olduğu da gözden
kaçırılmamalı, bu bir baskının ortadan kaldırılmasına yol açacak biçimde
indirimden kaçınılmalıdır ( HGK 02.02.2005 gün ve 2004/9-759 E., 2005/9 K. ).
Somut olayda taraflar
arasında imzalan 28.09.2009 tarihli "tellallık sözleşmesi" uyarınca,
davacı şirket tarafından davalı müşteriye gösterilecek dairenin satın alınması
durumunda satın alma bedelinin ( %3+KDV )'si oranında tellallık ücretinin
alınacağı kararlaştırılmıştır. Telalık ücreti sözleşmede bu şekilde
belirlendikten sonra, müşteriye gösterilen dairenin satın alma işleminin her ne
şekilde olursa olsun emlak şirketi safdışı edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi
durumunda satın alma bedelinin ( %6+KDV )'si oranında ücret ödeneceği kabul
edilmiş durumdadır. Sözleşmede bahsi geçen bu iki orandan ( %3+KDV ) rakamının
telalık ücreti olduğu açıktır. Sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesi
durumunda talep edilecek olan ücretin satış rakamının ( %6+KDV )'si olarak
belirlenmiş olması nedeniyle, bu iki rakam arasındaki farkın "cezai
şart" olarak öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda,
sözleşmedeki ( %3+KDV ) rakamı tellallık ücreti karşılığı olup, davacı emlak
şirketi edimlerini yerine getirdiği halde davalı müşterinin edimlerini yerine
getirmemesi durumunda tellallık ücretine ( %3+KDV ) cezai şart eklenmek
suretiyle ( %6+KDV ) rakamının ödenmesinin tarafların ortak iradesi olduğunun
kabulü gereklidir.
O halde, sözleşme
uyarınca edimlerini yerine getiren davacının hak ettiği tellallık ücretinin (
%3+KDV ) oranı üzerinden belirlenmesinden sonra, sözleşmedeki yükümlülüklerini
yerine getirmeyen davalıya öngörülen ( %3+KDV ) oranı uygulanmak suretiyle
bulunan cezai şart miktarından 818 s. BK'nun 161/ son maddesinde düzenlenen
indirim tatbik edilmek suretiyle davacının toplam alacağının belirlenmesi
gerektiğinden, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup
onanması gereklidir.
Yukarıda açıklanan
nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması
gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı
vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan
gerekçelerle onanmasına, aşağıdaki dökümü yazılı 396,82 TL bakiye temyiz ilam
harcının temyiz edenden alınmasına, 15.10.2014 gününde oybirliği ile karar
verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
BOŞANMA DAVASINDA DAVALI TAŞINMAZINA İHTİYATİ TEDBİR KONULAMAYACAĞI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilin 31.01.2013 tarihli karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 1
Davadan feragat nedir?- Davanın geri alınması nedir? Davayı takipsiz bırakmak ya da davanın müracaata bırakılması nedir?
Davacı,
iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın
ödetilmesi davasının yapılan yargılaması
sonunda.....Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra
duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği
SENEDİN DÜZENLENME TARİHİNİN SONRADAN DOLDURULMASI
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki t
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?