Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7104 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3745 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 4. İş MahkemesiTARİHİ: 05/05/2010NUMARASI: 2010/124-2010/256Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının muhasebe müdürü olduğunu, çalıştığı bölümde davacı dahil 7 kişinin bulunduğunu, ayrıca mali işler müdürünün bulunduğunu, şirketin işlerini tasfiye ettiğini, şişli kültür ve ticaret merkezinde faaliyetinin bulunmadığını, tek işinin kartal maltepe deki inşaat işi olduğunu, onunda durduğunu bu nedenlerle işçi sayısının azaltılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, 04/09/2009 tarihli yönetim kurulu ve 11/10/2009 tarihli mali işler müdürünün görüş yazıları gereğince akdin 04/01/2010 tarihinde fesih edildiği ancak yazılı olarak yapılmadığı, 04/01/2010 tarihli tutanağın fesihden sonra gerçekleşen yada tesbit edilen hususlara yönelik olduğu, usulüne uygun fesih bildirgesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin ge??erli nedene dayanıp dayanmadığı ve davanın bir aylık yasal süresi içinde açılıp açılmadığı uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.Dosya içeriğinden, davacının 02/08/1999-04/01/2010 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde davalı beyanına göre muhasebe müdürü olarak, davacı beyanına göre muhasebe şefi olarak çalıştığı, yazılı fesih bildirimi bulunmadığı, feshin haklı nedenle yapıldığının iddia edilmediği, işletme,işyeri ve işin nitelikleri gereği geçerli nedenle yapıldığının davalı tarafından belirtildiği, davalı şirketin 04/09/2009 tarihli yönetim kurulu kararında özetle; gruba dair şirketlerin bölünme, birleşme ve yeniden yapılanmaları çalışmaları kapsamında .... A.Ş' nin tam bölünme, ...A.Ş' nin ise birleşme işlerinin sonuçlandırıldığı, ancak .... Ticaret A.Ş' ne ait işlemlerin uzaması nedeniyle, gerek kurucu hissedarı oldukları diğer şirketlerin faaliyetleri ve gerekse de şirketin bazı faaliyetlerinin askiya alınması ve bazıların sonlandırılmasına karar verildiği, bu kapsamda ne kadar çalışanla yetinileceği konusunda mali işler müdürününde görüşleri alınarak verilecek liste doğrultusunda içalışanların iş akitlerinin sonlandırılmasına karar verildiği, mali işler müdürü G.C. imzalı 11/10/2009 tarihli yazı ile muhasebe müdürü S.Y.ile Muhasebeci R.Y'ın iş akitlerinin sonlandırılmasının taktire sunulduğu, 04/01/2010 tarihli tutanakta, davacının iş akdinin feshedimesi üzerine bilgisayar şifresinin istenmesi üzerine bilgisayarda yapılan incelemede muhasebe kayıtlarıyla ilgili birçok bilgi ve tablonun bulunmadığının tesbit edildiği, bu bilgilerin şirkete ait olduğu, davacıdan teslim edilmesinin istendiği, bu nedenle 04/01/2010 tarihli toplantıya çağrıldığı, toplantıda bilgelerin istediği, davacının bunların çıktılarının şirket kayıtlarında olduğunu, çalışmaların el emeği göz nuru olduğunu ve kendisine ait olduğunu bildirdiği, niçin bilgisayardan bu bilgilerin alındığının sorulması üzerine, bunları beni işten çıkarmadan önce düşünecektiniz dediği, bir kısım bilgileri teslim edebileceğini beyan ettiği, davacıya yaptığının yanlış olduğunun söylendiğinin, davacının tutanak tutulan tarihte hiç bir evrakı imzalamadan gittiğinin belirtildiği, davacının 12/01/2010 tarihinde, davalı şirkete kendi maili üzerinden gönderdiği mail de, “...A.Ş. yönetim kurulu ve mali işler müdürü G. Ç.''nın dikkatine, 29 Aralık 2009 tarihinde sözlü olarak tebliğ ettiğiniz üzere şirketin tasarrufu gereği işime son vermiştiniz. İş akdimin sona ermesinden dolayı tarafıma verilmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı henüz ödenmemiş olduğundan konu ile ilgili bilgi verilmesini rica ederim. S.Y.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.Somut olayda, davacının işverene gönderdiği mailde, iş akdinin 29/12/2009 tarihinde sözlü olarak sona erdirildiğini belirtmesi ve davanın 02/02/2009 tarihinde açılmış olması karşısında, davacının anılan mail'i ile ilgili beyanı alınarak, feshin öğrenildiği tarih saptanarak, davanın bir aylık yasal süresi içinde açılıp açılmadığının tesbit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 09/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.