MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : 2013/414-2013/478Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkiline 30.08.2008 tarihinde iki yıl içinde teslim edilmek üzere sattığı daireyi teslim etmediğini, müvekkiline 28.04.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısı tebliğ edilmemesine rağmen, toplantı tutaklarında tebliğin yapıldığının yazıldığını, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne gönderilen genel kurul tutanağı hazirun cetvelinden farklı olarak Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne gönderilen hazirun listesinde 55 kişiye de üyelik numarası verilerek herkesin üye yapıldığını, listedeki isimlerin birbirini tutmadığını, genel kurulun 9, 10 ve 14. maddelerinin müvekkilini dolaylı üye statüsüne sokacak ve müvekkili aleyhine sonuçlar doğuracak mali yükümlülükler içerdiğini, davalının müvekkilini bu şekilde tek taraflı üye kaydetmesi veya üye statüsüne sokması ve üyelik sonucunu doğuracak yükümlülükler yüklemesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin ihtiyacı için konut aldığını, kooperatif üyesi olmadığından kooperatifin sorunlarına ortak edilemeyeceğini, davalının müvekkilini hileli bir şekilde üye yapmasının satış sözleşmesinin özüne aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile müvekkilinin kooperatife ortak olmadığının tespitine veya 08.04.2013 tarihinde yapılan genel kurulun 9, 10 ve 14. maddeleri ve diğer aleyhe maddelerinin müvekkilini bağlamadığının tespitine veya müvekkili açısından bu maddelerin iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının ortak olduğuna dair bir karar alınmadığından davacının kooperatif üyesi olmadığını, yönetim kurulu tarafından yapılan daire satışının geçerli olduğunu, ancak verilen taahhütlerin genel kurulda bu yönde bir karar alınmadığından kooperatifi bağlamadığını, genel kurul kararlarının tebliğinin zorunluluğu olmadığını, hazirunda yer alan 41 üye dışındakilerin üye olmadığını ve oy kullanmadıklarını, davacının tek taraflı olarak üye kabul edilmediğini, davacının üye olmadan konut sahibi olduğunu, ancak iptalini istediği genel kurulda alınan kararların tüm daire sahiplerini ilgilendiren ortak alan, genel gider, altyapı için alınan kararlar olduğunu, ortak olmasa da sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde sorumlu olacağını, davacının genel kurulun iptali davası açma yetkisinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili, davasını terditli olarak açtığından ilk olarak bu taleplerin içerisinde davacının öncelik verdiği, kooperatif üyesi olup olmadığı noktası üzerinde durulduğu, öncelikle bu husus tespit edildikten sonra davacının terditli diğer taleplerinin bu belirleme kapsamında olduğu sonuç ve kanısına varıldığı, davalının cevap dilekçesinde açıkça davacının kooperatif üyesi olmadığını kabul ettiği, beyanının ikrar niteliğinde olduğu, bu açıdan davacının talebinin yerinde olduğu, davacının ilk asli talebi bu olup, bu talep kabul edildiğinden, fer'i talepleri hakkında ayrıca inceleme yapılamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının kooperatif üyesi olmadığının tespitine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacı vekili, dava dilekçesinde “davacının kooperatife ortak olmadığının tespitini ve/ya 28.04.2013 tarihinde yapılan genel kurulda alınan 9, 10 ve 14. maddelerin ve aleyhe olan diğer maddelerinin vekil edenini bağlamadığının tespitini” istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesindeki “ve/ya” ibaresinin talebin terditli olduğunu ifade ettiği kabul edilerek, ilk talep olan davacının kooperatife üye olmadığının tespitine karar verilmiş olmakla terditli taleple ilgili karar verilmediği belirtilmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden ve taraf vekillerinin temyiz dilekçesindeki anlatımlarından her iki istemin terditli olmadığı anlaşıldığı gibi, "/ya" ibaresinin maddi hataya dayalı olduğu görülmektedir. 28.04.2013 tarihli genel kurulun 9, 10 ve 14. maddelerinde kooperatifin ortağı olmayanlar yönünden de bağlayıcı kararlar alınmış olup mahkemece, davacının üye olmadığı sadece daire satın aldığı hususunun davalının da kabulünde olduğu, kooperatif genel kurul kararlarının kesinleşmesi halinde ancak üyeleri bağlayacağı gözetilerek, kooperatifin, ortağı olmayan ve genel hizmetlerden yararlananlardan genel kurul kararına gerek olmaksızın bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderleri ve dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı bulunması halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal oranda gecikme faizini, aynı Kanun'un 526. maddesindeki vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebileceği, dava konusu genel kurulun kat malikleri genel kurulu kararı olmadığı, genel kurulun üye olmayanlar yönünden bağlayıcı kararlar alamayacağı gerekçesiyle, davacının ikinci isteminin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davalıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.