Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6323 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1524 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınmasıHüküm : Beraat Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan tarafından sunulan temyiz dilekçesinin içeriğine göre, katılanın, sanık hakkındaki hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik temyiz isteminin bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki anılan kararla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmesine ilişkin görüşe iştirak edilmemiş olup, katılanın temyiz isteminin, sanık hakkındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan kurulan beraat hükmüne hasredildiği belirlenerek yapılan incelemede: Sanık hakkında düzenlenen 22.04.2013 tarihli iddianame içeriğine ve dosya kapsamına göre, resmi nikahlı eşi olan ...'nın cep telefonuna, eşinin akrabası olan Sedat adlı bir kişi tarafından cinsel içerikli resim gönderilmesinden dolayı eşinin kendisini aldattığını düşünen ve bu nedenle eşi aleyhine boşanma davası açmaya karar veren katılan ...'ın, bu konuda konuşmak amacıyla, kayınbiraderi olan sanık ... ile bir kafede buluştukları 30.09.2012 tarihinde, sanığın, katılan tarafından söylenen, “Bu işin sonunda ölüm olacak diyorum ben abi.”, “O adam bitecek abi...O öldükten sonra da biz başka işe, diğer işe bakacağız.”, “Bu çocuk ölecek abi. Bunun planını, projesini sakin kafayla konuşacağız. Bu çocuk ölecek, öyle, normal, kafasına sıkacaksın iki tane ölecek değil. Öldükten sonra da o ... keseceğim abi, ağzına sokacağım onun...Ondan sonra diğer işe bakacağız. Diğer hükmü artık ikimiz keseceğiz. Veya bir başkasıyla keseceğiz.”, “Boşanırsın olur biter diye bir şey yok. Ben ceza istiyorum. Bu işin hükmü kesilecek abi.”, (oğlu olan ...'i kastederek) “İsmail'in beline silah verdim, yemin de ettirdim.”, “Kadın ... oturmuş kucağına ... Senin aklına ne gelir abi ... madem bu seviyeye getirene kadar '...'dan başkasını seviyorum' de ... Nereye gidersen git. Öyle değil mi? Benim nikahım altında bu işleri yapma, yapamazsın, kralı gelse ...” şeklindeki sözleri, katılanın aile içi geçimsizliğin sebepleri hakkındaki açıklamaları ile birlikte cep telefonuna gizlice kaydedip, ses kaydını içeren CD'yi, eniştesi ve ablasının tarafı olduğu boşanma davasına delil olarak sunulmak üzere ablasına verip, katılanın aleni olmayan konuşmalarını kaydetmek ve ifşa etmek suretiyle TCK'nın 133/2 ve aynı Kanun'un 133/3. maddelerinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Gerekçeli karar başlığında sanığa isnat edilen suçun “Aleni olmayan söyleşiyi kayda almak” olarak gösterilip, hükmün gerekçesindeki, “Sanık hakkında özel söyleşiyi kaydetmek suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, bu söyleşi içinde üçüncü kişileri ölümle tehdit eder içeriğin bulunduğu ve bunun yetkili adli makamlara verilmek için kaydedildiği anlaşılmakla üçüncü kişilerin hayatını ve sağlığını koruma amacı ile hareket eden sanığın eyleminde suç kastı bulunmaması nedeniyle üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından” ibarelerine dayalı olarak, sanık hakkında tekil ifadelerle TCK'nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan beraat hükmü kurulduğu anlaşılmakla, iddianamede, “Kişiler arasındaki konuşmaların ifşa edilmesi” olarak ismi yazılan ve iddianame anlatımında ayrıca tarif edilen sanık hakkındaki TCK'nın 133/3. maddesinde tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan açılan dava ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüş olup, sanığın TCK'nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan beraatine ilişkin hükümle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde: Şikayete konu ses kaydının çözümüne ilişkin 10.12.2012 tarihli bilirkişi raporu, anılan raporda yer alan ve taraflarca içeriğine itiraz edilmeyen konuşmalar, dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi TCK'nın 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmış olup, kayda alınan konuşmaların sadece sanık ile katılana ait olduğunun tespit edildiği somut olayda, bir üçüncü kişinin konuşmanın tarafı olmaması nedeniyle sanığın eyleminde TCK'nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği, Sanığın eylemi TCK'nın 134/1-2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, sanık ve katılan tarafından öncesinde bilinen aile içi meselelere ilişkin konularda, katılanın özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus konuşulmadığı gibi, ablası ve akrabasının öldürebileceği, yeğeninin suça karışabileceği endişesine kapılan ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken katılanla olan görüşmelerini kaydeden sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı da kabul edilemeyeceğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın sübuta, vekalet ücreti hükmedilmemesine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, aynı Kanun'un 223/2-c maddesi gereğince beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; kararın gerekçe kısmının son paragrafındaki “5271 Sayılı Kanunun 223 (2) madde ve fıkrasının c) bendi hükmü gereğince” ibaresinin, “5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince” şeklinde değiştirilmesi, hüküm fıkrasının 1 numaralı paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine, “Sanık hakında TCK'nın 133/2. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibarelerinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.