Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5204 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2048 - Esas Yıl 2015





İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum avukatı ile davalılardan ...'nin avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayının, pazarlama ve satış elemanı olan sigortalı idaresindeki otomobilin, önünde ve sağda seyreden davalı sürücü ... idaresindeki aracın sola doğrultu değiştirmesi üzerine, arkadan çarparak 24.04.2006 tarihinde vefat etmesi biçiminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar ve mahkemece de bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İBK) O halde mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma kapsamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekir. Dairemiz bozma ilamında, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi istenmiştir.Bozma ilamı öncesinde alınan kusur raporlarının incelenmesinde, Adli Tıp Kurumu tarafından, davalı sürücü Servet’e %80, ölen sigortalı sürücüye %20 oranında kusur verildiği, hükme esas kusur raporunda ise , davalı sürücü Servet’e %60, ölen sürücüye %20, işe girişte ve devamında rapor almayan davalı işveren şirkete ise %20 oranında kusur izafe edildiği anlaşılmaktadır.Uyulan bozma ilamı sonrasında ise, davalı sürücü Servet’in %80, ölen sigortalı sürücünün %20 oranında kusurlu bulunduğu, davalı işverenin ise işleten sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Yasanın 26. maddesi olup, davalıların rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan maddede öngörülen yasal koşulların gerçekleşmesi hâlinde mümkündür. Anılan Kanun'un 26. maddesinde öngörülen sorumluluk, kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasanın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücu alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Sözü edilen maddede, istihdam edenin veya işletenin sorumluluğuyla ilgili bir düzenleme yer almamaktadır. Mahkemece, kusur raporları arasındaki çelişkiyi gidermeyen ve 26. maddeye uygun bulunmayan kusur raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. Mahkemece, anılan raporlar arasındaki çelişki bu konuda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alınacak raporla giderilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen maddi ve hukuki esaslar nazara alınmadan çelişkili kusur raporuna dayanılması ve eksik soruşturma ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.O hâlde, davacı Kurum avukatı ile davalılardan ... avukatının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'ye iadesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.