Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4500 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1792 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında fazla yapılan imalât bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle karar başlığında davacı gerçek kişinin adının yazılmamış olması maddi hataya dayalı olup mahallinde düzeltilmesi mümkün olmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Dairemize ait 12.02.2014 gün, 2013/6794 Esas, 2014/911 Karar sayılı ilâmında, yeniden oluşturulacak üç teknik uzman bilirkişiden alınacak rapor ile 09.10.2011 günlü bozma ilâmı doğrultusunda inceleme yaptırılması ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği, KDV hakkında harcı ödenmiş bir dava bulunmadığından KDV'nin tahsiline karar verilmesinin yanlış olduğu, yine bozma öncesi dava ıslah edilmiş olup bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gibi aynı davada birden fazla ıslah yapılamayacağı hususları gözetilmeden harcı tamamlattırılarak KDV'nin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı gerekçeleriyle yerel mahkeme kararı ikinci kez bozulmuştur.Bozma ilâmında üç kişilik teknik bilirkişi kurulundan rapor alınması gereğine işaret edilmesine rağmen teknik olmayan avukat bilirkişi de heyete dahil edilerek oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan rapora göre dava sonuçlandırılmıştır. Bozmaya uyulduğuna göre bozma uyarınca inceleme yapılması zorunlu olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 281/3'üncü maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkarılması için mahkemece konusunda uzman yeniden oluşturulacak üç kişilik teknik bilirkişi kurulundan gerekirse mahallinde keşif de yapılmak suretiyle 20.04.2009 tarihli durum tespit raporu başlıklı belgede 6 (altı) kalem halinde gösterilen sözleşme dışı işlerin 2006 yılı mahalli piyasa rayiçleriyle (piyasa fiyatlarının içinde KDV de dahil olacağından KDV eklenmeksizin ve bulunacak rakamlardan KDV de düşülmeksizin) bedelleri hesaplattırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan kabule göre de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gibi 6100 sayılı HMK'nın 176. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, aynı davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği düzenlemesi karşısında birden fazla ıslah yapılması da mümkün değildir. Bu halde davacı tarafça dava değerinin 767.827,36 TL'ye yükseltilmesine ilişkin ikinci ıslahın yapılmasının mümkün bulunmaması sebebi ile 2. ıslah yapılmamış hale geldiğinden dava değerinin ikinci ıslah yapılmamış gibi birinci ıslah ile artırılan miktar kabul edilip red ve kabul durumuna göre vekâlet ücreti tayini ve yargılama gideri paylaştırılmasının 650.616,41 TL üzerinden yapılması gerekir. Hatalı değerlendirme ile geçersiz ikinci ıslah dikkate alınarak yargılama giderlerinin hesaplanması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, 1.350,00'er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.