Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3490 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16704 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Bursa (Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/04/2014 tarih ve 2012/57-2014/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin servis taşımacılığı işi yaptığını, davalı şirketle de arasında uzun yıllara dayanan ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkili şirket araçlarının yeterli olmadığı zamanlarda davalı şirketin araçlarını kiraladığını, kiralama bedellerini de ödediğini, yapılan ödemelerin ticari defterlere kaydedildiğini, taraflar arasındaki güvene dayalı ilişki nedeniyle açık hesap usulü ile çalışıldığını, ödemelerin bono veya çek ile de yapıldığını, açık hesap çalışıldığı dönemlerde müvekkilinin, davalı şirketten olan alacağının artması sebebiyle kendisi ile görüşmeler yapıldığını, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, davalının, ödeme talebi üzerine kendi lehine düzenlenen bir kısım bonoları diğer davalıya ciro ettiğini, davalının müvekkiline olan borcunu ödememek için hiç bir ticari ilişkisi olmayan diğer davalı ile danışıklı işlem yaptığını, 30.06.2009 ve 10.07.2009 tarihli bonolar müvekkilince ödenmesine rağmen icra takibine konu edilmeleri nedeniyle müvekkilinin 6.000 TL'yi mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığını, yine müvekkilince davalı şirket lehine keşide edilen 5.000,00 TL bedelli üç ayrı bononun bulunduğunu ve bu bonolar nedeniyle müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek, fazladan ödenen 6.000 TL'nin istirdadına, söz konusu 5.000 TL bedelli üç ayrı bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalıların kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan takibin kesinleşmesi neticesinde müvekkiline ait araçlar üzerine haciz konulduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde tarafların anlaşmaya vardıklarını, anlaşma gereğince müvekkilinin dosya borcuna karşılık 25.000 TL bedelli çeki davalıya verdiğini, bu çekin zamanında ödenmemesi nedeniyle de müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ikinci takip üzerine müvekkilinin icra borcunu ödediğini, buna rağmen davalının sırf müvekkiline zarar vermek için yapılan tahsilatı ilk takip dosyasına bildirmediğini ve bu dosya üzerinden hacizler uyguladığını ileri sürerek, bu dosya nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl dosyada davalılar vekili, birleşen dosyada davalı vekili, davaların reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacı şirkete personel taşımacılığı işinde servis hizmeti verdiği, davacı şirketin de davalı şirkete motorin temin ettiği, davalı şirket tarafından bu ilişki nedeniyle davacı aleyhine icra takipleri başlatıldığı ancak davaya konu icra takipleri nedeniyle davacının herhangi bir borcunun bulunmadığı, 2009/15456 sayılı takip dosyasına yapılan 13.325,00 TL'lik ödemenin iadesinin gerektiği, davalı ...'a yapılan ödemenin de mükerrer olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kabulü ile 5.000 TL bedelli üç ayrı bono nedeniyle davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, İİK'nun 72/5 maddesi uyarınca 3.000 TL tazminatın davalı şirketten tahsiline, 5.500 TL'nin davalı ...'dan tahsiline, birleşen dava yönünden davanın kabulüne, 2009/8432 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, 8.120 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, taraflar arasındaki taşıma ilişki nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile fazladan ödenen bedelin istirdadı, birleşen dava ise borçlu olunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin davacıya personel taşımacılığı işinde servis hizmeti verdiği, davacı şirketin de bunun karşılığında davalı şirkete motorin temin ettiği, bu ilişki nedeniyle davacının herhangi bir borcunun bulunmadığı, diğer davalıya da davacının mükerrer ödeme yaptığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda her iki tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun biçimde tutulmadığı, bu nedenle sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, tarafların kendi ticari defterlerine göre diğer taraftan alacaklı oldukları ancak davacı tarafça sunulan belgeler dikkate alındığında davacının davalı şirkete borcu bulunmadığı açıklanmış ise de, davalı şirket tarafından sunulan belgelerdeki yazı ve imzalara itirazlarda bulunulmuş olup bu itirazlar üzerinde yeterince durulmamıştır. Oysa, davacı şirket davalıdan hizmet aldığına göre aldığı bu hizmetin bedelini ödediğini usulüne uygun biçimde ispat etmekle yükümlüdür. Bu itibarla, mahkemece dosyada mübrez bilirkişi raporuna ve davacı tarafından sunulan belgelere davalı şirket tarafından yapılan itirazlar üzerinde durularak ve ödeme konusundaki ispat yükünün de davacı üzerinde bulunduğu gözetilerek oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.