Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2769 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14473 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 107.737.20.TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı ...'nden alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekillerince istenilmesi ve ... vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/02/2015 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligatlara rağmen taraflar adına kimsenin gelmediği çağrılarak anlaşıldı. İncelemenin evrak üzerinden yapılmasına, aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı .... vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 08.03.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 76 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile aynı olay nedeniyle kazalının eşi ve kızının manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece elektrik şebekesi arıza bakım onarım işinin anahtar teslimi verildiğinden bahisle ...’ne yönelik davanın reddine, sigortalının maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne, eş ve çocuk bakımdan ise manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacılar vekili ile aleyhine hüküm kurulan davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Mahkemece, anahtar teslimi iş verildiğinden bahisle davalılardan ...’ne yönelik davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Gerçekten, bir iş kazası sonucu, zarara uğrayan işçi veya hak sahiplerinin maddi veya manevi tazminat talepleri, ancak işveren veya kusurlu üçüncü kişilere karşı yöneltilebilir. Bunun dışında, aracı olarak tabir edilen kişiler aracılığı ile işe alınan işçilerin uğrayacakları zararlardan dolayı, asıl işveren aracılarla birlikte 4857 sayılı Yasanın 2/6. maddesi uyarınca sorumlu olur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı ...’nin sorumluluk alanı içerisindeki “Alçak ve yüksek gerilim elektrik dağıtım şebekelerinin arıza onarımı, bakım, montaj, demontaj, güzergâh değişikliği vs.” işleri anahtar teslimi yaptırdığının kabulü mümkün bulunmamaktadır. Gerek 4857 sayılı Yasanın 2/6 ve gerekse 5510 sayılı yasanın 12/son maddeleri ile yürürlükten kalkan Sosyal Sigortalar Kanununun 87/2. maddesinde; aracının hukuksal açıdan tarifi yapılmış kimlerin aracı veya halk arasındaki deyimi ile "Taşeron" sayılacağı belirlenmiştir. Buna göre; aracıdan bahsedilebilmek için; öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Çoğu kez bina inşaat işlerinde görüldüğü gibi, ana binayı veya asıl işi bitirmekle yükümlü bir işveren, bu işin doğrama, döşeme, su tesisatı gibi bölümlerini aracılara devretmektedir. Bu gibi durumlarda üst-alt işveren ilişkisinden söz edilebilir. Buna karşı, bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda, artık üst-alt işveren ilişkisi ortada bulunmamaktadır. Arsanın veya binanın salt maliki olmak ve ihale makamı olarak işi bütünüyle devretme durumlarında, ortada aracı denilen kurumdan söz edilemez. Çünkü burada iş tamamıyla ve bütün olarak bağımsız bir işverene devredilmektedir. Dava konusu olayda da, asıl işi elektrik dağıtımı ve dağıtım şebekesinin bakım onarım ve yenilenmesi suretiyle hizmete hazır tutulması olan davalı ... tarafından davalı ...’ne verilen alçak ve yüksek gerilim şebekelerinin arıza onarımı, bakım, montaj, demontaj, güzergâh değişikliği vs. işinde ... şirketinde elektrik ustası olarak çalışmakta olan davacının elektrik arızasına neden olan direk üzerindeki orta gerilim izolatörüne takılı uçurtmayı indirmek için çıktığı direkte elektriğe kapılarak yaralandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca elektrik dağıtım işinin bütünüyle anahtar teslimi devrinin söz konusu olmadığı ortadadır. Elektrik dağıtım işi davalı ...’nin asıl işi olup bu işin bir bölümünün başkasına verilmesi asıl işveren olarak sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bunun sonucunda da İş Kanununun 2/6. maddesi gereğince hüküm altına alınacak tazminattan kusuru bulunmasa bile asıl işveren olarak ...’nin de sorumlu olduğunun kabulü gerekirken sözleşme ve ekleriyle fiili durumun yanlış yorumlanarak işin anahtar teslimi verildiğinden bahisle davalı ...’ne yönelik davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, davalı ...’nin hukuki durumunun belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ...'ne yükletilmesine, 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.