Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2668 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1352 - Esas Yıl 2007





506 sayılı Yasa'nın ek 37. maddesi gereğince ödenmesi gereken alacağın tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazıh nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşıldı ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerek-tirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Özürlü çocukların, tedavi, eğitim ve rehabilitasyonuna ilişkin ücret-lendirme ölçütlerinde, 2001 yılı ve sonrasındaki Bütçe Uygulama Talimatlarında değişikliğe gidilmesi nedeniyle, 506 sayılı Yasa'nın ek 37. maddesi uyarınca yapılacak ödemelerde de bu düzenlemelerin gözetilmesi gereğinin ortaya çıkması üzerine, konuya ilişkin olarak yayınlanan 31.12.2002 tarihli Genel Yazı içeriğinde; "Grup ve/veya bireysel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alacak özürlü çocuk sayısının, bu eğitimi verebilecek uzman personel sayısı ile orantılı olması ve gerekli sayıda uzman personel çalıştırılmadan verildiği beyan edilen eğitim karşılığında ödeme yapılmasını engellemek amacıyla, gerek Aylık Bireyselleştirilmiş Eğitim, Çalışma ve Rehabilitasyon Planı, gerekse faturalarda verildiği beyan edilen bireysel eğitim ve rehabilitasyon seans sayısı ile bu eğitimi verebilecek uzman personel sayısının, SHÇEK Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın yukarıda açıklanan yazısında belirtilen esaslara göre kontrolü yapılacaktır.Diğer taraftan, özürlü sayısı dikkate alınmaksızın, grup ve bireysel eğitim esas alınarak ödeme yapılmaya başlanıldığı 01.01.2001 tarihinden bu yana yapılan ödemeler, yukarıda belirtilen ve ilişikte Örneklenen esaslara göre kontrol edilecek, varsa yapılan fazla ödemelerin tahsili cihetine gidilecektir." düzenlemesine yer verilmiş; anılan genel yazıda belirtilen ilkeler ışığında yapılan inceleme sonucu düzenlenen 03.10.2003 tarihli sigorta müfettişi raporuyla, 2001 yılı Şubat ayından başlamak üzere öğrenci ve eğitici sayısı ile personelin çalışma gün sayısına göre fazla ödendiği sonucuna varılan miktarın istirdadı yoluna gidilmiş olup; Kurum tarafından yersiz ödeme olarak nitelenip geri alınan meblağın yasal faiziyle tahsiline yönelik davanın yargılaması sürecinde alınarak hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu da, müfettiş raporu ve genel yazıdaki ölçütlerden hareketle sonuca varmıştır.Kurumun, geçmişe dönük ödemeleri yeni düzenlemeler ışığında denetleme ve "...01.01.2001 tarihinden itibaren yapılan ödemelerin kontrol edilerek varsa yapılan, fazla ödemelerin..." tahsili uygulamasına dayanak oluşturan geçmişe yönelik düzenleme, "...ihdas edilen yeni usulün işlem tarihinden itibaren hüküm ifade etmesi gerekmesine karşın, geriye dönük olarak hüküm ifade edeceğinin..." öngörülmesi nedeniyle hukuka uygun bulunmadığından, Danıştay Onuncu Dairesince iptal edilmiş olup, salt anılan düzenlemeden hareketle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması olanağı bulunmamaktadır. Ancak, düzenlemenin iptaline ilişkin karar gerekçesinde de belirtildiği üzere, Kurumun, yasadan kaynaklanan genel denetim yetkisine dayalı olarak yaptığı incelemeler sonucunda, eğitim verilmediği halde verilmiş gibi gösterildiği veya verilen eğitim seansına oranla fazla gösterildiği İçin, yersiz ödeme yapıldığını belirlemesi halinde, bu ödemeleri geri alma konusunda yasal hak ve yetkisinin bulunduğu çekişmesizdir.Mahkemece, konuya ilişkin tüm kayıt ve bilgiler toplandıktan sonra, ödemenin yapıldığı dönemde geçerli mevzuat uyarınca, davacı kuruluş tarafından verilen eğitim karşılığı yapılan ödemelerin, sağlanan eğitim hizmetine oranla gerçeğe uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla, konuda uzman bilirkişi veya kurulundan, gerekli karşılaştırma ve hesaplamaları içerir şekilde irdeleyen rapor alınması ve anılan raporun dosya kapsamındaki kanıtlar ışığında değerlendirilmesiyle sonuca varılması gereği üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.