Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2593 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1266 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: MUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/07/2008NUMARASI: 2005/542-2008/390Taraflar arasında görülen davada; Davacı (karşı davalı), kayden maliki olduğu 73 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel olan 72 parsel malikleri olan davalıların yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar (karşı davacılar) E. ve B.G., davacıya ait taşınmaza müdahalelerinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuşlar, karşı davalarında da davacının kendi taşınmazlarına duvar yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davalılar F. ve Ö. hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, açılan dava ve karşı davaların reddi ile temliken tescile karar verilmiştir. Karar, davacı (karşı davalı) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava ve karşı dava elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece elatılan bölümlerin bedeli karşılığında mülkiyetinin karşı tarafa intikali (temliken tesciline) yönünden karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden 72 parsel sayılı taşınmazın davalılar B. ve E. G..’e, 73 parsel sayılı taşınmazın ise kayden davacıya ait olduğu, davacıya ait taşınmazın bir bölümüne adı geçen davalıların, davalılar B. ve E.G.’e ait taşınmazın da keza bir bölümüne davacının taşkın olarak yapılanmak suretiyle karşılıklı olarak elattıkları anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece mahallinde yapılan her iki keşif neticesinde elde edilen bilirkişi raporlarında karşılıklı olarak tecavüz edilen yerlerin yözölçümü miktarı itibariyle farklılık arzettiği görülmektedir. Böylesine çelişkili raporların hükme esas alınamayacağı açıktır.O halde, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava ve karşılık davada TMK.’nun 725. maddesi hükmü gereğince temliken tescil isteği bulunmadığı halde HUMK’nun 74. maddesi hükmü gereğince istek aşılmak suretiyle hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.Hal böyle olunca, öncelikle mahallinde yeniden harita mühendisi veya fen memuru sıfatını haiz 3 kişiden müteşekkil bilirkişi heyeti marifetiyle keşif icra edilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, teknik bilirkişilere keşfi ve uygulamayı gösterir nitelikte kroki ve rapor tanzim ettirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre istekle bağlı kalınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının (karşı davalının) temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.