Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 24245 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28692 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:I) Hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanıkların suçun işlenmesiyle katılanın uğradığı zararı gidermedikleri anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan CMK'nın 231/6 maddesinin (c) bendinde yazılı "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" koşulunun bulunmaması nedeniyle sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,II) İş yeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz temyiz itirazlarına gelince;1- Mala zarar verme suçu ile ilgili olarak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21/01/2014 tarihli ve 2013/2-686 E, 2014/19 K sayılı kararında belirtildiği gibi hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK'nın onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup, her iki suçun koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, mağdurun mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hale getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşecektir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Katılanın sanıklardan kiraladığı lokantaya ait ve zarar verildiği iddia edilen eşyaların yerinde görülüp tespiti yapılmadan katılanın soyut beyanına dayanılarak ve hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken sanıklar tarafından işyeri kapısının kilidine zarar verildiğinin de tespit edilemediği gibi, işyerinde bulunan 80.000,00 TL değerindeki lokanta demirbaşı olan eşyaların işyerinden taşınılıp götürülmesi sırasında, bu eşyalara aynı zamanda zarar da verildiği kabul edilse dahi, ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, unsurları itibariyle oluşmayan mala zarar verme suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,2- İş yeri dokunulmazlığını bozma suçu ile ilgili olarak;İş yeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden somut bir zararın söz konusu olmadığı da dikkate alınarak, adli sicil kayıtlarına göre sabıkaları bulunmayan sanıklar hakkında 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi ile değişik CMK'nın 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezaların tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ...'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 22/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.