MAHKEMESİ : Korkuteli Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/10/2012NUMARASI : 2012/154-2012/437M.. K.. ile M.. A.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 02.10.2012 gün ve 154/437 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan M.. A.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı, dava dilekçesinde; Kayabaşı Köyü’nde bulunan 300 ada parsel sayılı taşınmazları davalılarla birlikte satın aldıklarını, davalılardan İ.. K.., B.. T.., Nejdet Alp’in üçüne bir hisse, M.. K..’a bir hisse, Ö.. K.. ve M.. A..’un ikisine bir hisse, M.. A..’e bir hisse olmak üzere dört hisse itibariyle satın aldıklarını, her hisseye eşit olarak yer düştüğünü, ancak kadastro tespitleri sırasında hisselere eşit olarak yer verilmediğini açıklayarak uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile ¼’er hissesinin İ.. K.., B.. T.. ve N.. A.. adına, ¼ hissesinin M.. K.. adına, ¼ hissesinin Ö.. K.. ve M.. A.. adına, ¼ hissesinin de M.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, 23.06.2010 tarihli dilekçelerinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne fen bilirkişisinin 17.05.2010 tarihli raporuna ekli krokide A harfi ile belirtilen 115,77 m2’nin 300 ada parselden tefriki ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline, 300 ada 69 nolu parselden fen bilirkişisi raporuna ekli krokide A harfi ile belirtilen 115,72 m2’nin kısmı düşüldüğünde 469,96 m2 olarak diğer hususlar sabit kalmak üzere tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm; davalılardan M.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitinden önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 996 maddeleri ile 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır.Uyuşmazlık konusu taşınmazlar 19.10.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ceddinden intikalen ve veresi arasında taksimen yirmi yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu belirtilerek 300 ada parsel sayılı taşınmaz R.. oğlu İ.. K.. adına, aynı ada parsel sayılı taşınmaz B.. oğlu B.. T.. adına, nolu taşınmaz A.. oğlu N.. N.. A.. adına, aynı ada taşınmaz O.. oğlu M.. K.. adına, aynı ada nolu taşınmaz A.. oğlu M.. A.. adına, aynı ada nolu taşınmaz M.. oğlu Ö.. K.. adına, aynı ada nolu taşınmaz ise A.. oğlu M.. A.. adına tespit edilmiş, 300 ada parsel sayılı taşınmazların tespiti 28.02.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur. Aynı ada nolu taşınmazların tespiti ise, 21.05.2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur. Uyuşmazlık konusu taşınmazı M.. A.., Ö.. K.., M.. K.. ve B.. T.. tarafından R.. Ç.. adi senet ile satın alınmış olup, sözleşmede bu hissedarların payına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmede adı geçen davacı ve davalıların dışında İ.. K.., M.. A.. ve N.. A..'de hissedar olarak kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz tespit edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmazları bir bütün olarak senette adı geçen dört kişi satın aldığı halde, üç kişi daha eklenmek suretiyle hissedar sayısı yedi kişiye çıkarılmıştır. Hissedarlar herhangi bir oran ya da metrekare miktarı belirlemeden kendi aralarında paylaştıkları ve fiilen kullandıkları halde satış senedinde bu paylaşım şekli konusunda bir hüküm de bulunmamaktadır. Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi tarafların taşınmazı aralarında paylaştıklarını, ancak hangisinin kaç m2 yeri olduğunu bilmediğini, tanık R.. K.. ise dava konusu parselleri tarafların ortak olarak aldıklarını, eşit bir şekilde aldıklarını, kısım kısım ev yaptıklarını, en son ev yapana az yer kaldığını, tanık R.. A.. dava konusu yeri tarafların ortak olarak aldığını, 16 senedir sınırların aynı olduğunu, tanık H.. K.., tarafların taşınmazı 15-20 yıl kadar önce aldıklarını, sınırlarında o zamandan beri aynı olduğunu, arazilerinin arasında demir direkler bulunduğunu beyan etmiştir. Görüldüğü gibi, uyuşmazlık konusu taşınmazların satın alınmasına ilişkin sözleşme de tarafların payına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, tarafların aralarında paylaşım yaparken bir oran ya da m2 miktarı belirledikleri de kanıtlanamamıştır. Keşifte dinlenen tanık beyanlarına göre, tarafların taşınmazları taksim ettikleri tarihten sonra parseller arasındaki sınırlarda bir değişiklik olmadığı ve fiili kullanımda dava tarihine kadar bu şekilde devam ettiğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Kabule göre de, 697,50 m2 yüzölçümüne sahip 300 ada parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen kısmı 115,77 m2, B harfi ile gösterilen kısmı 580,73 m2 olarak gösterildiği halde krokide A harfi ile gösterilen 115,77 m2’lik kısmın tapu kaydının iptaline karar verildikten sonra bu miktarın B harfi ile gösterilen 580,73 m2’lik kısımdan mahsup edilerek bakiye 484,96 m2’nin diğer hususlar sabit kalmak üzere tapuya tesciline karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.Davalı M.. A.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden M.. A..'e iadesine 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.