Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
MicrosoftInternetExplorer4
DAVA: Taraflar
arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Davacı vekili,
davalı ile imzalanan Tarımsal Üretim Sözleşmesi gereğince davalının 450 ton
salçalık domatesi şirketlerine teslim edeceği taahhüdünü yerine getirmediğini,
sözleşme hükümlerince davalı tarafından verilen bono ile Karacabey İcra
Dairesi'nin 2007/2325 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla
takip başlatıldığını, davalı borçlunun
takibe itiraz etmesi üzerine Karacabey İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2008/52-75
Esas-Karar sayılı kararı ile takibin iptal edildiğini, bunun üzerine davalı
aleyhine Karacabey İcra Dairesi'nin 2009/1735 sayılı dosyası ile başlatılan
ilamsız icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazının
iptali ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının
yöredeki tüm fabrikaların genel uygulaması olarak karşılıklı borç ilişkisi
doğmadan önce üreticiden açık bono aldığını, Karacabey'de bulunan üreticilerin
fabrikalara açık bono vermeden ürünü satmalarının mümkün olmadığını, bonodaki
imzanın kendisine ait olduğunu ancak davacı tarafından sonradan üst kısmının
doldurulduğunu, davacıdan avans olarak 13.865,91 TL değerinde ayni ve nakdi
yardım aldığını, 13.674,53 TL tutarında
ürün teslim ettiğini, 2007 yılında gerçekleşen dolu yağışı sebebiyle beklenen
ve belirlenen ürün miktarını elde edemediğini, davacıya borcu bulunmadığını savunarak
davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın
kısmen kabulü ile, davalının Karacabey İcra Müdürlüğü'nün 2009/1735 esas sayılı
takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.191,38 TL
asıl alacak, 186,83 TL yasal faiz üzerinden devamına, davacının icra inkar
tazminat talebinin reddine, davalının
kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz
edilmiştir.
1-) Dosyadaki
yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Taraflar arasında
12.01.2007 tarihinde düzenlenmiş Tarımsal Üretim Sözleşmesi bulunmaktadır.
Sözleşmenin konusu (madde 2), üreticinin sözleşme kapsamındaki şartlara uygun
olarak; sözleşmenin müfredat cetvelinde hudutları, yüzölçümü belirtilmiş olan
tarlada yetiştirdiği hammaddenin, şirkete satışından ibarettir. Sözleşme eki müfredat
cetveli ve ödeme şartları tablosuna göre davalı, davacı şirkete 450 ton
domatesi teslim etmeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Sözleşmenin Emre Muharrer
Senet Verme Zorunluluğu başlıklı 10. maddesinde, Üreticinin sözleşmeye ek
(Teminat) olarak düzenlenip imzalamış olduğu emre muharrer senedin (BONO) bu
sözleşmenin kapsamı içerisinde olduğu kabul ve taahhüt edilmiştir. Aynı maddede
üreticinin sözleşmeyi ihlal etmesi halinde hiçbir ihtara hacet kalmaksızın
şirketçe iş bu sözleşmenin 11. maddesi kapsamına göre bono miktarının
belirlenerek adli ve icrai yollar ile tahsil edileceği, bu nedenle şirketin
hukuki ve cezai sorumluluğunun bulunmadığı kararlaştırılmıştır. Davacı şirket,
davalının eksik teslimat yapması nedeniyle sözleşmenin 11. maddesi kapsamına
göre miktarını belirlediği bonoyu takibe koymuştur. Davacı, bu takibe yapılan
itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamı ve alınan
bilirkişi raporuna göre davalının 264.440 kg eksik teslimat yaptığı ve
taahhüdünü tam olarak yerine getirmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece,6098 sayılı
Türk Borçlar Kanununun genel işlem koşullarına ilişkin 20., 21. 22. ve 25. maddelerinin kamu düzenine ilişkin
olduğu, anılan maddelerin 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve
Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 2. ve 7. maddeleri uyarınca eldeki bu davaya
da uygulanacağı, davacının yörede faaliyet gösteren birkaç salça fabrikasından
biri olduğu, sözleşmede domates fiyatlarının aşırı bir şekilde yükselmesi
halinde dahi fiyat yükseltilmesi gibi bir maddenin bulunmadığı, yani üreticinin
sabit fiyatla bağlandığı (sözleşme madde 4 ve eki ödeme şartları tablosu), oysa
doğal afetlerde dahi davacı tarafın üreticiye yaptığı ayni ve nakdi yardımları
talep hakkı bulunduğu (sözleşme Madde 8),
şirketin sorumsuzluğunun kapsamının oldukça genişletildiği (9. madde),
ayrıca sözleşmenin 10. ve 11. maddeleri uyarınca şirketin sözleşmeden
kaynaklanabilecek muhtemel haklarına teminat teşkil etmesi için üreticilerin
imzalı boş teminat senedi verme mecburiyetine tabi tutulduğu hususları nazara
alındığında açıkça davalının menfaatine aykırı olduğu, sözleşmenin
8.-9.-10.-11. maddelerinin haksız şart niteliğinde olduğu ve 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanunu'nun 20. ve 21. maddesi ile,
6101 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca yazılmamış sayılması gerektiği
kanaatine varıldığından davacı tarafça davalıya yapılan ayni ve nakdi yardım
miktarları ile, davalı tarafından davacı tarafa teslim edilen domatesin fiyatı
ile işlemiş faizi dikkate alınarak aradaki farkı hesaplayan bilirkişi raporuna itibar
olunarak davanın kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
6101 sayılı Türk
Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.
maddesi, Türk Borçlar Kanununun zaman
bakımından uygulanmasında genel kural olarak, geçmişe etkili olmama kriterini
benimsemekle birlikte, anılan yasanın 2. maddesinde ise bu kuralın
istisnalarına yer vererek, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın Türk Borçlar
Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kurallarının, gerçekleştikleri
tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı belirtilmektedir.
Somut olayda dayanak Tarımsal Üretim Sözleşmesinin mülga 818 sayılı yasa'nın
yürürlükte olduğu tarihte düzenlenerek, ayni ve nakdi yardımların da o zaman
verilmiş olduğu, yine sözleşme kapsamında üretilen domateslerinde mülga 818
sayılı Borçlar Kanunu zamanında teslim edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle
olunca, 6101 sayılı yürürlük Yasası'nın 1. maddesi hükmüne göre olayda
temerrüt, sona erme ve tasfiye halinin mevcut olmamasına ve salt genel işlem
şartlarına aykırılığın ise kamu düzeni ve genel ahlak kapsamında bulunmamasına
göre 6098 sayılı Yasa'nın Genel İşlem Koşullarına ilişkin 20-25 maddelerinin
somut uyuşmazlığın çözümünde uygulama olanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yürürlükte bulunan
hukuk sistemimizde akit serbestisi prensibi kabul edilmiştir. Taraflar kanuna,
ahlak ve adaba, kamu intizamına, şahsiyet haklarına aykırı olmamak şartıyla
aralarında her konuda serbestçe sözleşme yapabilirler. (B.K.19-20md.) Yine sözleşme ile taraflar
fiyat belirleme hakkını karşı tarafa yani alıcıya, satıcıya, kiracı ve
kiralayana bırakabilirler. Böyle bir kararlaştırma, taahhüt tarafları bağlar. Somut olayda da
davalı ürününü satmak için davacı şirketi tercih etmiş ve davaya konu
sözleşmeyi serbest iradesi ile imzalamıştır. Davalı, sözleşme kapsamında
belirlenen teminat senedini de bizzat imzalayarak davacıya vermiştir. Hal böyle
olunca taraflar arasındaki sözleşme geçerli ve bağlayıcıdır. Ancak taraflar
cezai şartın miktarını tayin etmekte serbest iseler de, Borçlar Kanununun
161/son maddesi hükmüne göre, hakim fahiş gördüğü cezaları resen tenkis etmekle
yükümlüdür. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu,
özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine
getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve
borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına
alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit
edilmelidir. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde
değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken
yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar
verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-) Bozma nedenine
göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.
bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.
bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına,3. bentte açıklanan
nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin
alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden
itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2014
gününde oybirliği ile, karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI
(.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang
Bilinen adres ticaret sicil adresi ise bu adrese normal tebligat çıkartılmadan 35.maddeye göre tebligat çıkartılamaz
Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.07.2011 gün ve 2010/244 E-2011/262 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 26.11.2012
Sosyal medya ortamından elde edilen veriler boşanma davasında tek başına delil olarak kabul edilemez
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mahkemece; davacı tarafından dosyaya sunulan elektronik ortamdan elde edilen resimler ve elektro
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?