Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14610 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7057 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asli müdahil vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, davalının müvekkili ve dava dışı ... hakkında icra takibi başlattığını, ancak icra takibine konu 218.000,00 TL bedelli bononun 8.000,00 TL bedelli olarak düzenlendiğini, üzerinde tahrifat yapılarak 218.000,00 TL’lik bono haline getirildiğini iddia ederek takibe konu 218.000,00 TL bedelli bononun 210.000,00 TL’lik kısmından ve fer’ilerinden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asli müdahil vekili, HMK. m. 65 uyarınca asli müdahil davacı olarak davaya katılmak istediklerini, davalının 8.000,00 TL bedelli teminat olarak verilen bonoyu tahrif ederek 218.000,00 TL bedelli olarak icra takibine koyduğunu, yine sahte kaşe ile müvekkilini borçlandırdığ??nı iddia ederek takibe konu bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddi ile tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davaya konu bononun davacı tarafından 8.000,00 TL bedelli olduğu, ancak tahrif edilerek 218.000,00 TL bedelli hale getirildiğinin iddia edildiği, ... Kurumu raporuna göre senet üzerindeki 8 rakamında tahrifat bulunduğunun bildirildiği, davacının ise 8 rakamına yönelik bir tahrifat iddiasının bulunmadığı, bu sebeple davacının davasını ispat edemediği, davacı aleyhine 210.000,00 TL’nin % 40’ı oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine ve davacı aleyhine dava değeri olan 210.000,00 TL üzerinden icra inkâr tazminatına karar verilmiş, hüküm asli müdahil vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK. m. 65’te, bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği, asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütüleceği ve karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Mahkemece .... tarafından verilen ve harcı ikmal ettirilen asli müdahale talep dilekçesi kabul edilmiş ve ...kabul edilmiştir. Başka bir deyişle ... Şti. davada taraf haline gelmiştir. HMK. m. 297/2’de ise, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece bu hükme aykırı olarak asli müdahilin talebi konusunda hüküm fıkrası oluşturulmadışı gibi gerekçede de asli müdahilin taleplerinin değerlendirildiği, kabul ya da red edildiği yönünde bir açıklama yapılmamıştır. Bu husus usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre asli müdahil vekili ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.