Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14057 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14808 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 7. İş MahkemesiTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2012/696-2013/697Davacı, A R Sigortasına giriş tarihi olan 28/01/1985 tarihinin Türkiye hizmet başlangıcı olarak kabulüne, talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının A. R.Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi ve tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının A.'da sigortalı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 28.01.1985 tarihinin Türkiye'deki sigortalılık hizmet başlangıç tarihi olduğunun tespitine, tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.05.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.5510 sayılı Kanun'un 38. maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.3201 sayılı Kanun'un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinin son fıkrasında "Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz." hükmü bulunmakta ise de 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olarak 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü uyarınca yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.Yurtdışında iken fiili (eylemli) çalışması bulunmadığı halde o ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemler ile ev hanımı olarak geçen sürelerin Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi anlamında yurtdışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu sebeple 3201 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin II. fıkrasındaki; "sigortalılık başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür" hükmünün uygulanması gerekecektir.Somut olayda, davacının 28.01.1985-31.12.1990 tarihleri arasında "Gebelik/Analık Koruması (Schwangerschaft/Mutterschutz)" ve "çocuk yetiştirme (Pflichtbeitragszeit für Kindererziehung)" nedeniyle sigorta kapsamına alındığı ve bu dönemde fiili çalışmasının bulunmadığı, bu tarihten sonraki sigortalılığının 08.01.2001 – 30.06.2003 tarihleri arasında "kısa süreli primden muaf çalışmadan (Geringfügige versicherungsfreie Beschäftigung)" kaynaklandığı, Türkiye’deki sigortalığının 5510 sayılı Kanunun 4-a maddesi kapsamında 29.09.2011 - 13.10.2011 tarihleri arasında olduğu, davacının Almanya’daki sigortalı sürelerinden 04.03.1995 – 29.03.1998 ve 22.06.2000 – 12.09.2011 tarihleri arasındaki 5150 günlük süreyi borçlanarak tahakkuk ettirilen primleri 12.04.2012 tarihinde ödediği, Türkiye’deki sigorta başlangıç tarihi olan 29.09.2011 tarihinden, borçlanılan gün sayısı olan 5150 gün (14 yıl 3ay 20 gün) geriye götürülürse sigorta başlangıç tarihinin 09.06.1997 tarihi olduğu, bu tarihe göre davacının 506 sayılı Kanunun geçici 81/B-o maddesi uyarınca 20 yıl sigortalılık süresini tamamlamak, 54 yaşını doldurmak ve en az 5975 gün prim ödeme şartını gerçekleştirmek şartıyla yaşlılık aylığına hak kazanacağı, davacının tahsis talep tarihinde 47 yaşında olduğu, 5165 gün primi ödenen günü olduğu ve 14 yıl 6 ay 21 gün sigortalılık süresinin olduğu, buna göre davacının yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı, Kurum işleminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş, Kurum işleminin yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddine karar vermekten ibarettir.O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.