Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13285 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12827 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 335,01 TL maddi ve 750 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve kısa kararda hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı hazine yönünden kesin nitelikte ise de, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olması ve davacı vekili tarafından bu bölümün temyiz edilmesinin davalı Hazine vekiline davacı vekilinin temyiz dilekçesine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak katılma yoluyla hükmü temyiz etme hakkı vereceği, davalı Hazine vekilinin yokluğunda verilen hüküm ile birlikte davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliği üzerine hükmü süresinde temyiz ettiği, bu kapsamda hükmün davalı Hazine yönünden de temyizi kabil hale geldiği belirlenerek yapılan incelemede;Dosya içerisinde mevcut 06.02.2012 tarihli vekaletnamenin davacının babası ... tarafından davacı ...'ın vasisi sıfatıyla Av. ...'a verdiği vekaletname olduğu, anılan vekaletnamenin dayanağı olan ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.10.2010 tarih, 2010/1137 Esas – 2010/1292 sayılı kararının incelenmesinde; ...'ın, ...'ın tahliye tarihi olan 02.05.2013 tarihine kadar vasi olarak atanmasına karar verildiği, tazminat davasının ise 04.06.2014 tarihinde açıldığı, kolluk tarafından yapılan mali ve sosyal durum araştırmasında belirtilen adreste davacının annesi, babası ve üç kardeşinin kaldığının, davacının evde olmadığının ve nerede olduğunun bilinmediğinin tespit edildiği, davacıya çıkartılan tebligatın ise şahsın tanınmadığından bahisle iade edildiği dikkate alındığında, bizzat davacı tarafından avukata verilmiş bir vekaletname bulunup bulunmadığı araştırılıp, bu husus Av. ...'tan sorulup davacı ... da dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,Kabule göre de;Dosya içeriğine göre; davacının tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında 13.03.2013 tarihinde tutuklanarak 16.05.2013 tarihinde tahliye edildiği, ancak tutukluluğun 13.03.2013 – 25.03.2013 tarihleri arasında infaz gördüğü, mahkemece de hükmün esasını oluşturan kısa karar ile hükmün gerekçesinde tutukluluğun infaz gördüğü 13.03.2013 – 25.03.2013 tarih aralığına ilişkin olarak 335,01 TL maddi, 750 TL manevi tazminata hükmolunduğunun belirtilmiş olmasına karşın gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacının 13.03.2013 – 16.05.2013 tarihleri arasında 1 ay 34 gün tutuklu kaldığından bahisle 1.649,19 TL maddi, 1.500 TL manevi tazminata hükmolunması, Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.