Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12870 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9683 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 sayılı kanuna muhalefetHÜKÜM : Sanıkların hükümlülüklerine, müsadereyeYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelenmede,Hükmü temyiz etmiş bulunan katılan vekili, hakim tarafından görülerek, 17/07/2012 tarihinde havale edilen dilekçe ile temyiz isteğinden vazgeçtiğinden bu yönden İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA, Sanıklar müdafiilerinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede,1-Ayrıntıları, dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.06.2010 tarih ve 2010/1-35 Esas - 2010/140 Karar sayılı kararında belirtildiği gibi, her iki sanığın aynı avukat tarafından temsil edilmelerinin sanıkların savunma haklarını kısıtlayacağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Sanık ...’nun soruşturma aşamasında alınan beyanında, susma hakkını kullandığı ve daha sonraki aşamalarda da herhangi bir savunmada bulunmadığı, bozma sonrası yapılan yargılama esnasında savunması için yazılan talimat evrakında ise "sanığın susma hakkını kullanarak savunmada bulunmadığının" belirtilmemesi ve talimat mahkemesince alınan beyanında da "eski beyanlarımı tekrar etmesi karşısında, mahkemece bu çelişki giderilmeden ve sanığın savunması usulünce alınmadan hüküm kurulması,3- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2012 gün ve 2011/7-465 Esas - 2012/11 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Yasanın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıkların birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip, bilirkişinin belirlediği CİF değer esas alınarak gümrük idaresine hesaplattırılan gümrüklenmiş değerinin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu oldukları da bildirilmek suretiyle önödeme önerisinde bulunulması ve sonucuna göre hukuki durumlarının takdiri gerekirken, müteselsilen sorumlu oldukları bildirilmeden bireysel kaçakçılık suçundan yapılan önödeme ihtarının usulüne uygun bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,4- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı yasanın sanıklar lehine olabileceği gözetilerek;Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak vermeyecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de,1-Sanıklar hakkında gümrüklenmiş değerin 3 katı olan 11.649 TL cezalandırılmasına karar verilip pek hafif olduğundan 2/3 indirim yapılmasına karar verildiği halde sonuç cezanın 3883 TL yerine 4441 TL hükmedilmesi,2-Davaya konu viskilerin müsaderesi yerine hükümde sigaraların müsaderesine denilmesi,Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkında CMUK 326/son fıkrasının gözetilmesine, 19/02/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.