MAHKEMESİ : HACIBEKTAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)TARİHİ : 03/11/2011NUMARASI : 2009/63-2011/139DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti ile ilave tediye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkili sendikanın üyesi olan işçinin 2005 yılından beri davalı Belediyede çalıştığını, davalı Belediye Başkanlığı'nın geçersiz fesih yazısında belirttiği hususların doğru olmadığını, tamamen siyasi ve sendikal nedenlerden dolayı işten çıkarttığını, birkaç işçinin de aynı şekilde işten çıkarılarak mağdur edildiğini, davalının işten çıkartma sebebinin Genel - İş Sendikasından istifa etmemelerinden kaynaklandığını, öncesinde işçiye sendikalarını bırakmaları için baskı yapıp defalarca sözlü uyarıda bulunduğunu, davalı belediyenin kötü niyetli olduğu ve haksız çıkardığının sabit olduğunu, davalı belediyenin otuzdan az işçi çalıştırdığını, iş güvencesi kapsamında olmadığını iddia ederek kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı, izin, fazla mesai ve ilave tediye alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, sendikanın davada taraf ve husumet ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının 10.05.2007 tarihinde geçici işçi statüsü ile işe girdiğini, hizmet sözleşmesi, belediyenin küçük bir belediye olması, belediye bünyesinde aşırı istihdam edilmesi, istihdam edilen işçilere verilecek iş bulunmaması, belediye bütçesinin aşırı sayıda işçiye ücret ödemekte son derece yetersiz kalması, belediye başkanlığının borç batağında bulunması, aşırı sayıda işçinin ücret ve diğer sosyal haklarını ödemekte aciz halinde bulunması nedeniyle kanunla kendisine verilen görevleri layıkıyla yapamaması sebebiyle bildirimli fesih suretiyle davacının bildirim süresi sonunda hüküm ve sonuç doğuracak şekilde feshedildiğini, fesihte siyasi ve sendikal neden bulunmadığını, kötü niyet de söz konusu olmadığını, nitekim işten çıkarılanların yerine başka bir tek işçi dahi alınmadığını, kaldı ki davacının geçici işçi statüsünde olduğunu, ihbar süresi içinde hizmet sözleşmesi karşılıklı devam ettiğinden ihbar tazminatı isteminin yersiz olduğunu, kıdem tazminatının kurum tarafından ödeneceğini, yasal kıdem tazminatı açısından davayı kabul ettiklerini, kullanmadığı yıllık izni bulunmadığını, belediyede kendi standardında zaten aşırı bir işçi yoğunluğu bulunduğundan davacının fazla mesai yapmasının mümkün olmadığını, ilave tediye talebinde de hukuka uyarlılık bulunmadığını savunmuştur.C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti. Mahkemece, davanın kabulü ile kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatı, yıllık izin ücreti, ilave tediye, fazla mesai alacaklarının tahsiline karar verilmiştir. D)Temyiz:Karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir. E)Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İş akdinin feshinde kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir. Kötü niyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötü niyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Yasanın 17nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K). Somut olayda, davacının iş akdine siyasi nedenlerle ya da sendikaya üye olması nedeniyle kötüniyetli olarak son verildiği iddiası hakkındaki tanıkların beyanları soyut olup, bu iddia davacı tarafından kesin ve somut olarak kanıtlanamadığından koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm altına alınması hatalıdır. 3-Hüküm altına alınan alacak kalemlerinden ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına yasal faiz yerine en yüksek işletme kredisi faizi işletilmesi isabetsizdir.F)Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.