Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11066 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 8613 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Kuşadası İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/12/2006NUMARASI: 2006/324/413Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, (Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe mutali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi adolunur. Borçlu vekili icra mahkemesine sunduğu şikayet dilekçesinde tebliğ işleminden 23.08.2006 tarihinde haberdar olduklarını açıklamış ise de; İİK.nun 16. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 20.09.2006 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. Bu durumda şikayet süreden sonra olmakla tebliğ işlemi kesinleşmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere (... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir...)Somut olayda, borçlu öğrenme tarihinden itibaren tebliğ tarihinin düzeltilmesi için yedi günlük şikayet süresini geçirdiğinden; şikayetin süreden reddi gerekiren işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Ayrıca kabule görede; hükmi şahıslar adına ve bunların (Ticaret Sicilinde yazılı) adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira muhattabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz (HGK'nun 28.02.2007 tarih ve 2007/12-95 E. 94 K.) Bu nedenle mahkemece yukarıdaki ilkelere göre araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.