Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10910 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8812 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1- 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı, ancak mahkemenin, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabileceği” hükmünün yer aldığı; buna göre; somut olayda sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklandığı ve bu durumda hükmün değiştirilmeden aynen açıklanması gerektiği gözetilmeden, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının hüküm açıklanırken adli para cezasına çevrilmesi, 2- 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nın hükümlerinin ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerinin ayrı ayrı uygulanması gerektiği gözetilmeyerek, sanığa 765 sayılı TCK’ya göre hükmedilen özgürlüğü bağlayıcı cezanın, 647 sayılı Yasa uyarınca para cezasına çevrilmesi yerine yazılı biçimde hüküm kurularak karma uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz talebi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.