Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10721 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8518 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : MERSİN 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/03/2013NUMARASI : 2012/1061-2013/268Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup,davacı,miras bırakanının dava konusu 380 ve 406 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “Saide” şeklinde yanlış yazılan adının “Sahar” olarak düzeltilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, davacı vekiline tebliğ edilen 03.12.2012 tarihli muhtıra ile HMK.nun 119/2 maddesine göre, dava dilekçesinde 119/1 maddesi kapsamında davacı asilin tebligata elverişli adresinin eksik olduğu belirtilerek, eksikliğin giderilmesi için bir haftalık süre verilmiş, eksikliğin süresinde giderilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 119/1 maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, 119/1. maddesinin (b) bendinde ''davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri''nin bulunması gerektiği belirtilmiş, 119/2 maddesinde ise; 119/1 de sayılan bentlerden (a),(d),(e),(f),(g) bentleri dışında kalan hususlarda eksiklik bulunması halinde hakimin eksikliği tamamlaması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksiklik tamamlanmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir.Bilindiği üzere, usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen düzenlemeler olup, zonluluk olmadıkça usuli eksiklik davanın reddi veya açılmamış sayılmasına gerekçe yapılmamalıdır.Öte yandan dava dilekçesinde tarafların adresinin yazılması zorunluluğu usulünce ve sağlıklı bir tebligat yapılabilmesi amacına yöneliktir. Ancak vekille takip edilen davalarda tebligatın vekile yapılması gerektiği Tebligat Kanununun 11.maddesinde düzenlenmiştir.Somut olaya gelince; 11.11.2011 tarihli dava dilekçesinde davacının adresi ve kimlik numarası yok ise de, dilekçenin eki vekaletnamede davacının açık adresi ve kimlik numarası belirtilmiştir. Bu bakımdan dava dilekçesinin HMK'nun 119.maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden, bir başka ifade ile dava dilekçesinde usuli eksiklik olduğundan sözedilemez.Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken, usuli eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve süreye uyulmadığı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.